Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya adaletsizliğe mahkûm olmuş ve herkes bir çıkış yolu arıyor. İşte bu çıkış yolunu bize Bedir gösterir. Yaralarımız var ve bu yaralarımızı ancak Bedir iyileştirebilir. Dolayısıyla biz Bedir'i konuştuğumuz zaman yalnızca savaşlardan bir savaşı konuşmuş olmuyoruz, kahramanlıkları anarak sadece kahramanlıklar üzerinden avunmuyor ya da yalnızca sahâbeyi yüceltme adına bir gayrete girmiyoruz. Onlar zaten yüce; sen, ben ya da bir başkası övse ne yazar... Allah (c.c.) onları övülecek en güzel cümlelerle övmüş...
Sayfa 29 - Profil KitapKitabı okudu
Rasûlüllah, kendisine ve sahâbelerine tüyler ürpertici işkenceler yapmış, Müslümanları kızgın kumların üzerine yatırarak, göğüslerini dağlamış, en kıymetli sahâbelerinin kanına girmiş bir kavim hakkında Müslüman oldukları için umûmî af ilan ediyor, her türlü fırsat elinde olduğu halde onları serbest bırakıyordu. Şüphe yok ki, büyüklüğün bu derecesi, ancak peygambere mahsus, müstesnâ bir hålettir.
Reklam
İbni Kayyım ne güzel söylemiştir: "Allah'a yemin olsun ki, günahlardan korkum yoktur. Çünkü günahlar af ve mağfiret yolu üzerindedirler. Ancak ben bu vahyin ve Kur'an'ın hakim kılınması hususunda, Kalplerin ondan soyutlanmasından ve adamların görüşlerine, Ve görüşlerinden kaynaklanan kuruntulara rıza göstermekten korkarım. Rahman olan Allah'ın minnetiyle o olmasın."
Sayfa 12
Efendimiz (s.a.v.) Medine'deki mescitte namaz kıldırıyor...
Muhtemelen akşam namazı... Fatiha'yı okumaya başlıyor ama bitiremiyor... Ağlıyor, ağlıyor... Sonra bitiriyor namazı ve sahâbe soruyor: "Ya Resûlallah! Bugün namazda çok duygulandınız, ne oldu?" Efendimiz (s.a.v.) şöyle diyor: "Aklıma annem geldi. Dedim ki şimdi annem hayatta olsaydı, ben de eve varsaydım, başımı dizlerine koysaydım... "Ey anacığım! Oğlun geldi, deseydim, o da benim saçlarımla oynasaydı..."
Gaye-İnsan ve Ufuk Peygamberin başı, dirayet ve zarafet timsali Âyişe'nin göğsünde... Hücre loş... Güneş batmak üzere...
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
Pazartesi günü Dünya'ya geldiler, pazartesi nübüvvete erdiler, pazartesi günü hicret ettiler, pazartesi günü Medine'ye vardılar; ve işte Dünya'ya geldikleri ayda, pazartesi günü, hakikî hayata geçiyorlar.
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
Reklam
Baba ve kız gözgöze... Dünyanın en hisli sözünü söylediler: «— Üzülme kızım; babana bu günden başka acı yok!»
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
«— Ey insanlar, bana denildi ki, siz, Peygamberinizin öleceğinden korkuyormuşsunuz... Benden evvelkilerden biri kaldı mı ki, ben kalayım? Biliniz ki, ben Rabbime gidiyorum. Siz de O'na gideceksiniz.»
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
Mukaddes dudakları kıpırdıyor: «— Allah'ım; ölüm ânında sekeratımı kolaylaştır!»
Sayfa 582 - Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
Üzerlerindeki havluya elini değdiren: — Ey Allah'ın Resulü, ne garip, ne yüksek hararetin var... Diyor ve şu karşılığı alıyor: «— Biz böyleyiz. Bizim üzerimizde belâ şiddetli olur. Ecrimiz de ona göre...»
Necip Fazıl kısakürekKitabı okudu
Reklam
Herkes her işi yapamaz ama herkesin yapacağı bir iş vardır.
Sayfa 345
Çünkü insan sevdiklerinin vefatını hatırladıkça yüreği dağlanır, hasreti büyür, acısı derinleştikçe derinleşir.
Sayfa 327
Hz.Hamza
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Hazreti Hamzanin cesedinin başına dikilerek; "Hiçbir zaman, senin kadar musîbete ugramamış ve uğranmayacaktır. Ben, bunun kadar beni gazaplandı yerde de durmamışımdır, Ey Rasûlüllah'ın amcası! Ey Allah'ın ve Rasûlüllâh'ın aslanı Hamza! Ey hayırlar işleyen Hamza! Ey üzüntüleri gideren Hamza! Ey Rasûlüllah'ı koruyucu olan Hamza! Allah sana rahmet etsin! İyi bilirim ki; sen, hısım ve akrabalık haklarini gözetir, dâima hayırlı işler işlerdin. Eğer senden sonra yas tutma gerekseydi, sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım...
İnsanın kalbi rahatsa kim ne derse desin ne ehemmiyeti var ki?
Sayfa 291
Malum, söz yarası hançer yarasından daha derindir.
Sayfa 268
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.