Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da, onları büyük cam vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz. Biliyorum, olanaksız bir şey bu, ama yine de pek fena olmazdı.
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
Kırmızı bir çiçek. Giderek büyüyen dağılan. Hayatın müjdesi. Ölüm, yeri gelince.
Bir damla kan. Bir damla gözyaşı. Ter bir damla. İnsan. "Karışık bir nufte." İmtihan.
Amma ki bilmemenin emniyetinde bilinçsiz. Başına bir kez olsun gerçek elmaslardan yontulmuş bir tac takmamış olan yapay taşlarla oyalanmanın acısını nereden bilecek? Göz kapaklarının ardına bir kez olsun ışık düşmemiş olan karanlıktan nasıl şikayet edecek?