Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena Nur Arduc

Sena Nur Arduc
@snnrrdc
Okuyamadığınız kitaplar yüzünden (siz böyle olsun istemezdiniz)
Scientist
The Netherlands
12 Eylül
11 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Bazen, kendine yardım amacıyla bir şey yaptığınız sürece, ne yaptığınız çok da fark etmez.
Sayfa 102
Reklam
Depresyonun en yıkıcı yanlarından biri isteğinizi felç etmesidir. En hafif depresyonda, basitçe birkaç sıkıcı angaryayı erteleyebilirsiniz. İstek eksikliğiniz arttıkça, herhangi bir etkinlik öylesine zor gözükür ki hiçbir şey yapmama isteğiyle boğulmaya başlarsınız. Çok az başarı elde ettiğiniz için, gitgide daha kötü hissedersiniz. Sadece kendinizi normal uyarı ve zevk kaynaklarından mahrum etmekle kalmazsınız, üretkenliğinizin olmaması kendinize öfkenizi arttırır, insanlardan daha fazla uzaklaşırsınız ve kapasiteniz daha da azalır.
Sayfa 101
“…the place where your greatest discomfort lies is also the spot where your largest opportunity lives.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonuç olarak sıkça başımıza gelse de iradeyi kaybedince asla pes etmemeliyiz. Hızlı bir akıma denk gelen bir yüzücü gibi biraz ilerlemek yeterli olacaktır; ya da umutsuzluğa kapılmamak için, kendini akımın tüm gücüne bırakmaktansa daha az ilerlemek yeterli olacaktır. Her şeyi zaman sayesinde kazanırız. Alışkanlıkları biçimlendiren ve onlara doğal eğilimlerin gücünü ve enerjisini sağlayan odur. Asla umutsuzluğa kapılmayanın gücü muhteşemdir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Doğal olarak zihinde karşılık bulmalarına izin vermemek; arzularımızın bağlı olduğu bahaneleri, hataları akıllıca yok etmek ve hatta yıkıcı hakikatlere inanmaktan uzak durmak gerekir. Bu tarz eylemlere eklememiz gereken durum harici etkenlerin de akılcı şekilde düzenlenmesi yani tutkularımızı besleyecek ortamlardan ve onu ortaya çıkaracak koşullardan kurtulmaktır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
Hepimizin yanında tehlike anında bizi boğulmaktan kurtaracak bir akıl hocamız yok fakat yapılması gereken en doğru şey, içinde kaybolacağımız tehlikeli adaya hiç yanaşmamak olacaktır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Tembelliğe ortam hazırlayan, duygusallığımıza, belli belirsiz düşüncelere dalmamıza sebep olacak, tensel eğilimlerimizi kışkırtacak kitapları seçmemek elimizde. Özellikle, karakteri, fikirleri, yaşam tarzı, ilişkileriyle kötü eğilimlerimizi arttıran, bizi sağa sola sürükleyen ve tembelliklerini sahte sebeplerle meşrulaştırmasını bilen arkadaşlarımızı ya bir çırpıda ya da zamana yayarak elemek bizim elimizde.
Güçlü bir duygusallık, kendi nefsine karşı hâkimiyet kurmanın hem aracı hem de koşuludur. Ancak bunun için duyguların doğru yönde eğitilmesi gerekir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Yunan filozof Epiktetos olayları ikiye ayırır. Bizden kaynaklananlar ve bizden kaynaklanmayanlar. Bizden kaynaklanmayanların da acılarımızdan, hayal kırıklıklarımızdan kaynaklandığını söyler. Tembelin mutluluğu sadece başkalarına bağlıyken, çalışmaya alışık olan işiyle meşgul olarak mutlu olur.
Reklam
Hayattan ne istediğimiz, ne olacağımız, hayatta oynayacağımız rol kendine hâkim olmaya bağlıdır.
İrademiz müdahale etmediği müddetçe hayatımızı dürtülerimiz şekillendirir.
İşte size çok sık karşılaşılan bir tembellik örneği. Bu kişi nadiren boş durur. Gün boyunca, Brunetière'in Racine üzerine yazdığı birkaç makalesini, jeolojiyle ilgili bir yazıyı okur. Birkaç gazeteye göz atar, bazı ders notlarına bakar, kompozisyonuna göz gezdirir, birkaç satır da tercüme yapar. Bir saniye bile boş kalmamıştır. Değişik alanlara el atması ve çalışkanlığı arkadaşları tarafindan hayranlıkla karşılanır. Ama biz kendisini tembel olarak nitelendiririz. Psikolojik açıdan bu gencin, çeşitlilik içeren çalışmaları spontane dikkatinin zengin olduğu anlamına gelebilir ancak iradi dikkatten çok uzaktır. Bu farklı alanlara ilişkin sözde çalışma, irade zayıflığından başka bir şey değildir. Bu ögrenci bize, çok sık karşılaşılan dağınık tür olarak adlandırdığımız bir tembellik örneği sunar. Bu zihin dağınıklığı eğlenceli bir durum gibi olsa da sadece bir gezintiden ibarettir. Nicole bu durumu şuraya, buraya amaçsızca konan sineğe benzetiyor. Fénelon ise muhteşem bir benzetmeyle şöyle ifade ediyor; “rüzgârlı bir odada yanan mum."
Gerçek ve verimli çalışma enerjisi az ama düzenli olan eforla mümkündür. Böyle değilse muhtemelen tembel işidir. Düzenli çalışma, tek hedefe yönelik olmayı gerektirir. Çünkü irade, gösterilen çabanın çokluğundan ziyade tek amaca yönelik olmasıyla kendini belli eder.
Hüzünlü duygudurumunuz, radyodan gelen parazitli bir müziğe benzetilebilir. Sorun, radyonun tüplerinin, transistörlerinin bozuk olması veya kötü hava koşullar yüzünden yayının buzulmuş olmasında değildir. Sadece frekansın tekrar ayarlanması gerekmektedir. Bu zihinsel ayarlamayı yapabildiğinizde müzik tekrar netleşecek ve depresyonunuz yok olacaktır.
Sayfa 53
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.