Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Apollon kahini "dünyanın en bilge kişisi kimdir?" biçimindeki bir soruya "Sokrates" yanıtını vermiş sözde. Gelip bunu Sokrates'e bildirmişler. Sokrates, "nasıl olur" demiş, " Nasıl olur, bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir. Apollon kahini yanılmış olmalı. Benden bilgelerin bulunduğunu göstererek bunu kanıtlayacağım." Bunun üzerine başlamış kendisinden bilgesini aramaya. Bu amaçla Atina sokaklarında sofist, doğramacı, politikacı, satıcı, varsıl, yoksul kiminle karşılaşmışsa konuşmuş. "Bildiğini söylediği şeyi gerçekten biliyor mu?" diye. O zaman görmüş ki bu kimseler bildiklerini sandıklarını şeyi bile bilmemektedirler. İşin kötüsü kendilerinin bilgisiz olduklarının da bilincinde değildirler. Bunun üzerine Apollon kahininin yanılmadığını anlamış. Kendisi hiçbir şey bilmemekle birlikte, hiç değilse bir şey bilmediğini bilmektedir.
Sayfa 1453 - Sokrates
Sofist
YABANCI: İki tür insan görüyorum. Birinci gruptakiler halk meclislerinde herkesin karşısında uzun konuşmalar yaparlar, ikinci gruptakiler özel toplantılarda, sözlerini çeşitli ispatlarla bölerek dinleyicisini kendisiyle çekişmeye zorlar. THEAİTETOS: Çok haklısın. YABANCI: Bu durumda uzun konuşan kimdir? Devlet adamı mı demagog mu? THEAİTETOS: Halk hatibi. YABANCI: Diğerine ne diyeceğiz? Bilge mi Sofist mi? THEAİTETOS: Bilge diyemeyiz, çünkü bilmediğini anladık. Bilgeyi taklit ettiğine göre, buna uygun bir isim olmalıdır. Şunu söyleyebileceğimizi düşünüyorum: Karşımızda, bütün varlığıyla Sofist var.
Reklam
Apollon kahini "dünyanın en bilge kişisi kimdir?" biçimindeki bir soruyu "Sokrates"dir diye yanıtlamış. Gelip bunu Sokrates'e bildirmişler. Sokrates, "nasıl olur" demiş, "nasıl olur? bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir; Apollon kahini yanılmış olmalı; benden bilgelerin bulunduğunu göstererek bunu kanıtlayacağım". Bunun üzerine başlamış kendisinden bilgesini aramaya. Bu amaçla Atina sokaklarında sofist, marangoz, politikacı, satıcı, zengin, yoksul kiminle karşılaşmış ise, kim ben bir şey biliyorum demişse, onu sorguya çekmiş, bildiğini söylediği şeyi gerçekten biliyor mu diye. O zaman görmüş ki bu kimseler bildiklerini sandıkları şeyi bile bilmemektedirler. İşin kötüsü kendilerinin bilgisiz olduklarının da bilincinde değildirler. O zaman anlamış ki, Apollon kahini doğruyu söylemiş; kendisi hiç bir şey bilmemekle birlikte hiç değilse bir şey bilmediğini bilmektedir.