Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan babasını kaybettiğinde tüm kemikleri kırılıyor gibi hissediyor ilk başta, zaman geçtikçe oluşan boşluk içerisine çekiyor, kimsesizliği anlıyorsun, hatta birebir yaşıyorsun. Sonra dağ gibi ana geliyor karşına, öyle bir güç ki, babanın eksikliğini tamamlıyor ve kocaman sevgisi ile seni sarıyor. Yaraların zamanlar kapanırken, anneyi de kaybediyorsun. Bu sefer içerisine düştüğün boşlukta kayboluyorsun. Annenin yeri dolmuyor çünkü, sesini özlüyorsun, öpüşünü, koklamasını özlüyorsun. Evine gittiğinde seni sabırsızlıkla beklediği pencerenin boşluğu intihara sürüklüyor seni. Söyledikleri geliyor aklına, kavgaların, gülüşmelerin vede anıların..... Hepsi birer bıçak darbesi oluyor bedeninde, yürüdükçe, nefes aldıkça derinleşiyor acısı. Öyle kapanacak bir şey değil, mezarda bile kanlı oluyor kefenin. Anne bir dağ, bir kuvvet veya ekmek kokusu. Anne yokluğun içerisinde varlık demek. Anne soğan ekmek yedirirken sana baklavayı anlatarak tattıran kişi. Ayıbını örten ve ne yaparsan yap arkanda duran yüce varlık. Seni seviyorum annem............:(
Şu an Sevdam ağlıyor gözlerimden
Soğan o kadar acı, hayat gibi,İstanbul gibi lezzetli bir kuruya ekmek banarsın ya hani, işte o Soğanın acısı...
Reklam
Soğan 30 TL olmuş adam hala aşk acısı çekiyor. Kuru fasulyenin yanına soğan kıramayacaksın olum bundan büyük acı mı olur? Neyse gündem seccade, namazı kılıp uyuyun bari 🤫😏
Çocuklar bana şunu öğretmişti; İmkanınız olmadığı için bir çocuğa her gün üç öğün soğan ekmek  yedirebilirsiniz,paranız olmadığı için çocuğunuza eski ayakkabı,eski elbiseler giydirebilirsiniz.Bunun hiçbir vebali de günahı da yok.Ama onu sevgiden mahrum bırakamazsınız.Eğer bırakırsanız o çocuğa borçlusunuz. En acısı da bu borcu parayla ödeyemiyorsunuz,ama o çocuk size o borcun hesabını yaptıklarıyla fazlasıyla ödetecek.21 yüzyılın doğum servislerinin kapısında şu yazmalı:Doğacak bu çocuğunuza yaşatacaklarınızı yaşamaya hazır olun (Pusula Umudu Gösteriyor;syf:124)
Bir şirin öpüşlə başlar sevgilər, Sonunda həmişə soğan acısı :))
Yürüdüğüm yollar Bir toz bulutu bir karabasan Yar’in söylediği sözler Bir haşin rüzgar, bir dalgalı deniz Gördüğüm gözler Bir edalı bakış, bir nazlı serzeniş Yaşadığım yer Bir fakir çatı, bir umutlu pencere Yediğim yemek Bir kuru soğan, birde kaynayan tencere Sabahın ayazı gönlümü soğutur mu ? Bendeki bu ayrılık acısı söylemekle durulur mu ? Yarın hak divanında söylesem sözümü, Girdiğim günahlar artık benden sorulur mu ? Diyorsun ki var git yoluna Yoluna adadım başımı Ölsem kabul olur mu ?
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.