Kitap, yazarın herhangi bir edebi kaygı duymadan neredeyse çala kalem denecek tarzda yazdığı, gördüklerinden ve duyduklarından derlediği bilgilerden oluşuyor. Bir rus milliyetçisi olması sebebiyle olsa gerek sovyet hakimiyetindeki başka halklara yapılan toplu zulümlerden hiç bahsetmemekle birlikte ortalama 12 milyon rusun siyasi sebeplerle sibiryada bulunan toplama kampına götürülüş öyküsünü anlattığı eserde toplama kampından hemen hemen hiç bahsedilmiyor çünkü bu konu 3.ciltte yer alıyor. Aslında bu kitap da serinin 2.cildi.
Kitabı okurken artık sovyetler birliği diye bir devlet ortada kalmadığı için çok cazip ya da merak uyandıran bir durumla karşılaşmıyorsunuz. Edebi açıdan da akıcılık bulamıyorsunuz. Bahsettiği sosyal ve tarihi konular da bizlere uzak olduğu için konuya yabancı kalıyorsunuz. Yani sovyet dönemi toplama kamplarına ve diktatörlük uygulamalarına merakı olanlar dışındakiler için sıkıcı gelebilir.
Bütün bunların yanında insan aklının alamayacağı işkence uygulamaları, insan hayatının bu kadar ucuz kabul edilmesi, baskının bu derece yüksek olması gibi durumlar beni dehşete düşürdü Allah'a beni Türk ve Türkiyeli olarak yarattığı için dua ettim.
İyi okumalar