Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum..
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim ...Ahmet Telli...
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hâlâ bir şeyler var vazgeçemediğim
Reklam
bense hâlâ soluksoluğa hâlâ yumrukyumruğa bir çetin bir dikenli bir taşlı yolda kan içinde yumruklarım!
Sayfa 272
“İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hâlâ bir şeyler var vazgeçemediğim.”
Soluksoluğa
olacak ne dedikse olacak bütün bunlar olacak güzel anam tatlı bacım kardeşim olacak bütün bunlar 《kısa çöp uzun çöpten hakkın alacak》 bu dünya kalmayacak harâmilere!
Sayfa 82 - Bilgi Yayınevi
Belki Yine Gelirim
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler Oysa ne kadar sakin bu
Reklam
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir, Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü, Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa, Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse. Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de, Yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka. Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler, Oysa ne kadar
Dönüm....
Dünyayı kandırabilirim ama kendimi Kandıramam bir de ölümü Saklasam kendi içime hatta kendimi Yine de gelir bulur yerimi Yarım yüzyıl koştum yokuşyukarı Soluksoluğa sonra çöl dümdüz Bir de baktım yaş altmışdokuz Bu gece gördüm kendimi ilk kez O yapayalnız Tanrı’dan daha da yalnız Armağanlar çiçekler kahkahalar ve dostlarım siz İyi ki doğdun Aziz Sağolun varolun ama çok geç Yokuş aşağı öyle bir hız Uzanır kollarınız eller Uzanır kollarınız eller dokunamadan Boşuna haykırmayın kurtaramazsınız Yokluğun gecesinde kayıp yitecek yıldız
" dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler oysa ne kadar
Belki Yine Gelirim
İçimde zaptedilmez bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Reklam
İçimde zaptedilmez  bir kırma isteği dizginlerini koparan bir at sanki bu soluksoluğa kalıyorum her sonbahar ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum bütün gençliğim böylece geçip gitti işte ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim
Ahmet Telli
Ahmet Telli
105 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.