Endişeliyiz çünkü hangi rolü üsteleneceğimizi, hangi ilkelere inanacağımızı bilmiyoruzdur. Bireysel endişemiz de tıpkı ulusumuzun endişesi gibi nereye gittiğimizi bilmemenin yarattığı şaşkınlık ve karmaşanın bir sonucudur.
İnsan, istekleri yüzünden kendine gerekli olanı bulamaz; bir şeyin tadına vararak değil, hayal ve hevese kapılarak, mutlu olmak için neye muhtaç olduğumuzu kestiremeyiz.
Öfke ve kin doğruluğun sınırları dışındadır; bu tutkular yalnız işlerine akıllarıyla bağlanamayan insanların işine yarar. Doğru ve temiz işler hep ölçülü ve ağırbaşlıdır. Ölçü olmayan yerde kavga, gürültü ve haksızlık vardır.
Bunun farkındaydı ancak kendisine acı çektirmekten hoşlanıyor gibiydi. Bazı insanlar böyledir. Başkalarına karşı duyarlı, başkalarına karşı merhametli, başkalarına karşı yardımsever ancak kendilerine karşı acımasız!