Annem dün gecenin bir vakti bu kitabı elimde gördüğünde "Sen onu daha okumadın mı?" dedi. Geç mi kalmıştım Raif efendi ve Maria ile buluşmak için? Sanmam. Onların saatlerinin tik takları durmuştu artık. Akmıyordu zaman kitabın dünyasında. Kuzu kuzu beklediler, ne zaman okursam o zaman açtılar sırlarını bana. Bitirdiğimde gözlerimden yaşlar boşanıyordu. Fakat bu halim acıklı bir son ağlayışı değildi çünkü sonunu tahmin etmeme rağmen böyleydim. Issızlaşmıştım. Belki benim ömrüm de bir arayışla geçecek fakat aradığımı bulduğumda hayat beni yolun en başına tekrar getirecekti. Yarım kalmışlıklarla dolu bu nefis kitap, popüler olmanın hakkını veriyor diyebilirim. Değerlendirmesini yapmak haddime değil fakat insanlar okumasalar/anlamasalar bile havalı bir fotoğraf veya elit bir duruş için yanlarında taşırken Kürk Mantolu Madonna'yı, varsın böyle güzel eserler moda olsun dedim içimden. Sabahattin Ali kalemini de hep severek okumuşumdur zaten. Dünyaya ve insanlara dair tahlilleri, o derin gözlem yeteneği, insanı sarsan bir yapıda. Herkese tavsiyemdir. Yüreğimde bir burukluk ile yeni kitaplara yelken açma vakti şimdi benim için...