Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evim şehrin en tenha köşesindedir. Hem yürüyor, hem şarkı söylüyordum. Neşeli olduğum zamanlar, sevincini paylaşacak dostu, ahbabı olmayan kimsesiz her mutlu insan gibi ben de mutlaka bir şeyler mırıldanırdım. Tam o sırada başıma hiç ummadığım bir serüven geldi. Kanalın parmaklığına dayanarak duran bir kadın gördüm. Parmaklığın demirine abanmış,
"Mücella o gün eve döndükten sonra kendi acısına kaldığı yerden devam etti. Ne gariptir Neyyir'e hanımın ölmesi Mücella bir an boş bulunsa ağzını açıp annesine potlu çarşafı nereye koyduğunu soracaktı mesela. Ama çok sürmüyordu bu boşluk. Gerçeği hatırlıyordu hemen ardından ve uzun uzun bakıniyordu etrafıni saran onca eşyaya.Her an elinin
Reklam
... Sonunda beni bırakrığında bayağı gittiğimizi anladım. Ayaklarım yere değmiyordu. Korkuyla debellenirken başım bir an suyun içine girdi ama bir saniye geçmeden Mete beni kendine çevirip çıkardı. Dişlerim soğuktan birbirine çarpar ken batma korkusuyla kollarımı Mete'nin boynuna doladım. O da kendimi biraz daha rahat hissetmem için olsa gerek
Sayfa 320Kitabı okudu
“En sonunda çıkabildin!” dedi. “Bilsen kaç zamandır seni bekliyordum, kulağım kirişte! Çıt bile duymadım, tek bir hıçkırık sesi gelmedi kulağıma. Bu ölüm sessizliği daha beş dakika uzasaydı hırsız gibi maymuncukla açacaktım kilidi... Demek benden kaçınıyorsun? Odana kapanıp bir başına yas tutuyorsun! Keşke gelip bana atsaydın tutsaydın. Ateşlisindir. Ben senin ne de olsa kıyametleri koparacağını ummuştum. Sıcak gözyaşı yağmuruna hazırlamıştım kendimi. Yalnız, bu gözyaşları benim göğsümün üstüne dökülsün istiyordum. Sen onları yastığına içirmişsin... Ya da mendilini ıslatmışsın onlarla. Hayır... Yanılıyorum. Hiç ağlamamışsın sen!