“Ulan,” dedim, “bu milletin tarih kitabına ihtiyacı yok. Şarkıları peş peşe diz, koy
kasete, ver radyodan...” Kışlanın önünde redif sesi ile başla, Çanakkale içinde vurul, az zamanda, çok işler başar, açık alınla on yılda çık, araya bir fokstrot, bir yurttan sesler korosu koy, Şişli’de bir
apartmana takıl, yârin İstanbul’u mesken tutsun, görsün güzelleri seni unutsun, gurbet halde bir hal
gelsin başına, “Yaşa! Var ol!” muhabbetiyle Harbiye önlerinden geç, deniz ve mehtap sorsunlar seni,
mani olsun halini takrire hicabın, Kalamış’ta huzur ara, havanı al, ak güvercinler uçur, Gemerek’ten
dön gel, sararsın rengi ruhsarın, kolbaşının kıratını şahlandır, geç arı, kovan, petek muhabbetine, sarı çiğdeme sor, bir de Nataşa patlat... Meraklısı varsa, aralara Elvis, Bitıls atsın, mevzuyu
renklendirsin isterse.