Yönetmenliğin teknik ayrıntıları çeşitli metinlerde açıklansa da okumak Chris'in sabrını zorlardı hep. Dolayısıyla insanları okumayı yeğlerdi. Doğuştan meraklı biri olarak insanları soru yağmuruna tutar, bildikleri her şeyi söyletirdi. Oysa aynı şeyi kitaplara yapmak mümkün değildi. Kitaplar kolay gibi görünebilirdi fakat bu yanıltıcıydı. "Dolayısıyla" ve "açıkça görüldüğü üzere" gibi laflar ederlerdi, ortada açıkça görünen bir şey yokken hem de. Alengirli dillerine de asla meydan okunamazdı; onları kurnazca yumuşatarak "Hey, dur bir dakika. Ben aptalım da. Tekrar söyler misin? Demek mümkün değildi. Kitaplar kıskıvrak yakalanamaz, kıvrandırılamaz, parçalara ayrılıp incelenemezdi.
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki, bizzat iyilik dahi, ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir.