Neyse ki şiirler, sözler var bize ait olduğunu düşündüğümüz.
Şiir, onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.
Il Postino
Mezar taşı
Bir mezar taşına
Sarılıp ağlamakta var
Yağan bir yağmur
Akan bir göz yaşı
Ve anlına yüreğine vurur gibi
Karşında kocaman bir mezar taşı
Şimdi ağlamak
Sözler
Şiirler
Hükümsüz hafız
Bir mezar taşına
Sarılıp ağlamakta var….
Kandemir
Aslında sözler, şiirler bir kitap veya pikap için de seslidir, pikapı açan, kitabı okuyan anlar
Sana ben şiirler sözler büyüttüm
Sana ben baharlar yazlar büyüttüm
Sana ben hummalı gizler büyüttüm
Söyleyemedim
Şarkılar yazdım sana, okuyamadım
Kalbimde dökülen her kelime sana hizmetkar olmaya geldi, şiirler, şarkılar hangi edebi sözler anlam kadar ki sana olan sevdama. "Nasılsın yüreğim değmiş olması lazım gözlerine, yoksa aynası kırılan gönlüm bana küser. " Neek
Herkesin vardır söyleyemediği bir şeyler...
Sana ben şiirler sözler büyüttüm
Sana ben baharlar yazlar büyüttüm
Sana ben hummalı gizler büyüttüm
Söyleyemedim
Şarkılar yazdım sana, okuyamadım
Şiirler yazdım sana, okuyamadım
Hep yanımdaydın oysa, dokunamadım
Hep yanımdaydın oysa, dokunamadım..
Yeni bir sayfadan sana bakmak
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin uçurtma mesela
Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden
Bir gülden, bir
bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar
verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz
Yılmaz Erdoğan
Arayış
Sözler sahibini arıyor dudaklarda,
Şiirler şairini kitap sayfalarında,
Ben söylenmemiş sözleri arıyorum,
Söylenmemiş sözleri, dipsiz kuyularda,
Bir bir dağ zirvelerinde, şahikalarda,
Kaya oyuklarında, ağaç kovuklarında,
Gün ışığına çıkarmak için, dört bir köşede,
Sonra birden aklımı arıyorum,
Aklımı arıyorum, cinnet sayhalarında.
M. Faruk Serpici
Anlamlı sözler ve güzel şiirler yazdım,
Anlamı sen olan, güzelliğini senden almış.
Hergün en şık kıyafetlerimi giyiyorum. Belki sen beğenirsin diye. En sevdiğin kokuyu sürüyorum. Belki duyarsın diye. Seni mutlu edecek şeyler yapmak istiyorum. Belki gülersin diye. Bazen yalanlar söylüyorum. Belki kalırsın diye. Şiirler, sözler yazıyorum. Belki okursun diye. Bin kere belki diyorum. Bir kere keşke dememek için. Seni sevdiğimi fısıldıyorum. Usulca esen rüzgâra. Belki sende seversin diye...
Ümit ÜSKÜDAR
Sakın terk-i edepten:
1641 senesinde Şanlıurfa’da, Yusuf Nâbî isminde bir çocuk dünyaya gelir. Büyüdükçe hikemi şiirler yazmaya başlar. Peygamber âşığı olarak büyüyen bu güzel insan 1678 tarihinde, o zamanın devlet ricaliyle birlikte Hac vazifesini ifâ için yola düşer. Nâbî çok heyecanlıdır. Zira peygamber âşığı olan bir şair için Medine onulmaz bir mutluluktur. Lakin
Gülüşlerine şiirler , sözler yazmak saçmalıksa
En saçmalayan benim
Franz kara