Naif
Saf, sade, kirlenmemiş. Deneyimsiz. Dilimize Fransızcadan geçmiştir. Fransızcadaki naıf kelimesinin kökeni ise Latince doğuştan gelen, doğal olan manasındaki nativus kelimesine dayanmaktadır.
Sayfa 118 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Hercai
Kararlı olmayan. Değişken. Belirli bir yeri bulunmayan. Dilimize Farsçadan geçmiştir. He kelimesiyle. yer manasındaki cay kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.
Sayfa 114 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Münzevî
insanlarla görüşmeyen, bir köşeye çekilmiş, yalnız kalmayı seven kişi. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Köşeye çekilme manasındaki inziva kelimesinden türetilmiştir.
Sayfa 114 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Anne
Dünyaya can getirmiş insan; yaşam kaynağı. Türkçe kökenli olan kelime, na-na çocuk sözünden türetilmiş olan ana kelimesinden evrilmiştir.
Sayfa 112 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Sırnaşık.
Sevilmek ve hoşa gitmek amacıyla, rahatsız edecek ölçüde ısrar eden. Kökeni belirsiz olan sırnaşmak fiilinden türetilmiştir.
Sayfa 109 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Tamahkâr
Açgözlü. Bir şeye aşırı istek duyan kişi. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Bir şeye göz koyma, çok isteme manasındaki tamah kelimesinden türetilmiştir.
Sayfa 109 - Can Yayınları / 4· Basım: Şubat 2016, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.