En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim . Yemeğe kal dediler: kaldım.Oysa, kalınmaz . Onlar biraz ısrar ederler ; sen biraz nazlanırsın . Sonunda kalkıp gidilir .Her söylenileni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu ; bitirdi , yıktı beni
Misafirime en sevdiğim elmalı-tarçınlı turtadan yapmak isterken,yapasim gelmiyor. Belkide sadece çay içmek ister diye ikna ediyorum kendimi... muhtemelen yinede turtayı yaparım.
Kimin söylediğini hatırlayamadım ama şöyle söylüyordu; Ah şu sözünün eri olmak yok mu,bitirdi yıktı beni...:))
Oğuz Atay kitabinda şöyle yazar:
En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal dediler,kaldım.
Oysa kalınmaz.
Onlar biraz ısrar ederler;sen biraz nazlanırsın.
Sonra kalkıp gidilir.
Her söyleneni ciddiye almak yok mu,şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi,yıktı beni. Ve ekler;
Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin! Yarı içtenliğe dayanamam ben.
En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim.
Yemeğe kal dediler, kaldım.
Oysa kalınmaz.
Onlar biraz ısrar eder, sen biraz nazlanırsın.
Sonunda kalkıp gidilir.
Her söyleneni ciddiye almak yok mu,
Şu sözünün eri olmak yok mu;
Bitirdi, yıktı beni...!
Oğuz ATAY
artık yaşamak istemiyorum…
onların istediği gibi yaşamak istemiyorum…
normal bir insan olmaya zorladılar,
bana boş yere vakit kaybettirdiler.
olmayınca da anormal dediler.
başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım,
mürekkeple yazmışlar;
oysa ben kurşun kalem silgisiydim,
azaldığımla kaldım.
kötü bir resim asarım korkusuyla
hiç resim
“En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler, sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.”
Artık yaşamak istemiyorum.
Onlarin istediği gibi
yaşamak istemiyorum.
Normal bir insan olmaya zorladılar.
Bana boş yere vakit kaybettirdiler...
Olmayınca da,anormal dediler.
Başkalarının yaptıklarını
silmeye calıştım.
“En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler, sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.”
Oğuz Atay kitabında şöyle yazar: "En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni."
Ve ekler;
"Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin! Yarı içtenliğe dayanamam ben."
En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim.
Yemeğe kal dediler, kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler, sen biraz nazlanırsın. Sonra kalkıp gidilir…Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu "sözünün eri olmak" yok mu bitirdi, yıktı beni…
En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim.
Yemeğe kal dediler, kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler, sen biraz nazlanırsın. Sonra kalkıp gidilir…Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu bitirdi, yıktı beni…
En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler kaldım. Oysa kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.
Ve ekler;
Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin! Yarı içtenliğe dayanamam ben :'(