Mert Aydın

Mert Aydın
@standartma
Tanrının yazıp yönettiği, oyunculuğunu benim üstlendiğim yaşamımda, okuduğum kitaplardan anekdotlar paylaştığım 1000kitap hesabıma hoşgeldiniz...
Marmara Üniversitesi
İstanbul
4 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Biliyorum ki bütünüyle sana yönelmişti yaşamım; belki, gerçekleştirilebilirlik 'derece'sinden hep kuşkulanarak, ama, bütünlüğünden - bütün olması gerektiğinden - emin olarak - kendi bütünlüğümü ortaya koyarak; senden de kendi bütünlüğünü isteyerek...
Bak - bir raslantı değilsin sen : şu garip yaşamımın ulaşılmak zorunda olduğu bir noktasın (-artık, 'noktaydın', mı, demeli?...)
Ben yalnızca, seni;sen, yalnızca, beni
Kişinin, tabii ki, çok çeşitli düzeylerde, çok farklı niteliklerde, ayrı anlam çerçevelerinde; boyuna da değişen, inen çıkan, başlayıp biten, dizi dizi ilişkileri vardır; ama, kişi, en içinde, sanki, 'özünde', tek bir kişi gerekser, ister, özler en temelde:-

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Keşke hiç olmasaydın şu dünyada, keşke sana hiç rastlamasaydım, keşke canlı bir varlık olacak yerde esinli bir ressamın yarattığı bir tablo olsaydın. O zaman resminin önünden hiç ayrılmaz, sonsuzca sana bakardım... Öper, öperdim seni. Sonsuz güzel bir düş gibi seni yaşar, seni solur ve... Mutlu olurdum. Başkaca hiçbir isteğim olmazdı hayattan. Uyurken, uyanıkken koruyucu meleğim olarak seni çağırırdım. Tanrısal, kutsal bir resim yapacağım zaman yine seni çağırırdım. Oysa şimdi... Ah ne korkunç bir hayat bu! Yaşıyor olmanın ne yararı var? Bir delinin yaşamının ailesi ve bir zamanlar kendisini sevmiş dostları için hoş bir yanı var mıdır? Tanrım bu nasıl hayat böyle! Düşlerle gerçeklik hep çatışma içinde!
Sayfa 25
Tanrım, bu ne ilahi güzellik, yalvarırım güç ver, güç ver bana, dayanabilmem için! Yoksa paramparça olurum, sığamam senin bu yeryüzüne...
Sayfa 19
Aslında şampanyayla dolu bir kadehi kaldırmak gibi kolay ve keyif vericidir bir kadını havaya kaldırmak.
Sayfa 5
Doğruydu...
İlişki ancak öyle kurulabilirdi : 'paldır-küldür' ; hiçbir şey düşünmeden - hiçbir şeyi öndüşünmeden -, hesaplamadan, girişmek bir şeye - ama, 'yavaşça' ; kararlılıkla, dikkatlice, özenle...
Sana "Yaşamıma ne anlamda ve ne kadar gireceğine - nereme yerleşeceğine- kendin karar vereceksin" dedim.
'Karara varmak'
'Karar', nedir: "Tamam/işte bu/bunu yapacağım/yapmak istiyorum/sonuna kadar/ne olursa olsun/sonuna götüreceğim/tam, istiyorum/bu, işte..." gibi bir şey.
Bu yüzden en başta, sormuştum sana, "Bana hep doğru söyleyeceksin, değil mi?" diye - sen de, duraksamadan, "Evet" demiştin- Bu, oluşturacağımız o 'özel dil'imizin temeli olacaktı.
Kemal Demirel
Sevgi, iki insanın birbirlerinin yüzlerine bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalıdır.
Şimdi yapmamız gereken, yalnızca ikimize özgü bir yeni dil geliştirmek, kurmak, yaratmak - öylesine ki, bir üçüncü kişi, bizim biribirimize söylediklerimizi işitecek olsa, bunlardan hiçbir şey anlamasın.
Tek bildiğim, önümüzdeki yaşam zamanında, eylem uzamında, neler olup-biterse bitsin, neler yaparsak yapalım, bunların benim elimde olanları, hep sana yönelik olacaktı - seni bilecektim, yalnızca, anlam ve amaç olarak.
Sana s ö y l e d i k l e r i m i kavrayıp hesaba katacak yerde, benim yaşamımdaki yerini, ikimizin öteki ilişkilerinden oluşan bir çerçeve içinde görüp bu çerçeveye göre davranıyorsun. Oysa benim istediğim (hep anlatmağa çalıştım bunu sana), saf bir ilişkiydi - ö t e k i l e r i dışarıda tutmak da e l i m i z d e y d i: Hem de herhangi bir şeye i h a n e t etmeden...
Resim