Ben çok beğenmedim kitabı çünkü yazarımız Stephen King olunca açıkçası beklentim yüksekti.Kitap birbirinden bağımsız 8 hikayeden oluşuyor herbirinin konusu farklı.Okusanız da okumasanizda bişey kazanip kaybetmezsiniz.
Stephen King'in kabusları, karabasanları neye benziyor olabilir? Yıllar boyunca okurlarının tüylerini diken diken etmeyi başaran bir usta yazarın kendine ait korkularının olmadığını düşünmek pek de mantıklı olmaz sanırım. King, kafasında binbir çeşit gariplikler barındıran bir adam. Zaten bunu hiç zorluk çekmeden her eserinde bizlere aktarmayı başarıyor. Uzun uzun romanlarından kısa kısa öykülerine kadar, King gerçekten kurguyu iyi biliyor. Ve bu kurgu için de inancın ve hayal gücünün ne denli gerekli olduğunu iyice vurguluyor. Hayal kurmak, bu dünyada gördüklerimizden daha başka, bambaşka şeylerin de olabileceğine inanmak hayata bambaşka bir renk katmaz mı? Herkes her şeyi sorgular. Bu sorgulama seanslarına bir tutam gelişmiş hayal gücü eklemek de her daim ufkunuzu açar. Biraz farklı düşünmeliyiz, King bize bu fikri aşılamaya çalışıyor. Gerçeklik bir süre kenarda bekleyebilir. Biraz da başka dünyaların gerçekliğine dalalım, hayal gücümüze bırakalım kendimizi. Gerçekliğin hayal gücümüzün önüne set çekmesine de izin vermeyelim. King'in de söylediği gibi; sivri kazıklar vampirler için neyse, gerçeklik de genellikle hayal gücü için odur.
Stephen King'in öyküleme konusundaki başarısından artık bahsetmiyorum bile. Adamın kısacık öyküsü bile üzerinde uzun uzun düşünülmüş ve arka planı o kadar iyi oluşturulmuş halde önünüze sunuluyor ki, hikayede ufacık bir boşluk bile bulamıyorsunuz. Ayrıca, King'in roman ve kısa öykü kalemi birbirinden farklı. Kısa film ve uzun filmin birbirinden