"Aslında en büyük ırkçı bunlardır çünkü bizim ne istediğimizi bilecek zekaya sahip olduğumuzu inkar ediyorlar"
Beyazlar, öncü birlikleri aracılığıyla, şu altın ilkenin gerçekliğini kavramışlardır: EĞER BİRİNİN SANA SAYGI DUYMASINI BASARAMADIYSAN, ONUN SENDEN KORKMASINI SAĞLA. Steve Biko, Siyah Bilinci
Reklam
Liberallerin ustası haline geldikleri oyun, kasıtlı kaytarma oyunudur. Soru döner dolaşır hep "Ne yapabilirirn?"e varır. Bir liberalden, ayrıma tesisleri-mekanları kullanmayı bırakmasını, üniversiteyi bırakıp siyahların yaptığı gibi vasıfsız işlerde çalışmasını ya da onu imtiyazlı kılan her hususa karşı çıkıp kınamasını istediğinizde her
"Ben olduğum gibi olacağım ve beni dövebilirsin, hapse atabilirsin, hatta öldürebilirsin ama senin istediğin gibi olmayacağım." ~ Steven Biko
İşte bizim, mevcut durumu değiştirmek için tasarlanmış herhangi bir programa başlamadan evvel kabul etmemiz gereken ilk -ve görüldüğü üzere tek- gerçek budur. Değişim için tek aracınızın, şahsiyetini kaybetmiş bu insanlar olduğunu idrak ettiğinizde, hakikati görmek daha zorunlu hale gelir. Öyleyse atılacak ilk adım, siyah adamı kendine getirmektir, boş kabuğunun içine hayat pompalamaktır, ona özsaygı ve onur aşılamaktır, suistimal edilmesine ve doğduğu ülkede kötülüğün hüküm sürmesine izin verdiği için kendisinin de bu suça ortak olduğunu hatırlatmaktır. Bir tür içe bakma süreci derken kastettiğim şey budur. "Siyah Bilinci"nin tanımı budur.
Biko'nun yazılarının bazılanru kendi ismiyle değil, "Frank Talk" (Dürüst Konuşma) müstear ismiyle imzaladığını göreceksiniz. Bu yöntem şüphesiz ki bir tedbirdi, ama müstear ismin ifade etmek istediği, aynı yazıların alt-başlığı olan "Ne İstersem Onu Yazanın" (I Write What I Like) sloganıyla ve genel olarak Siyah Bilinci düşüncesiyle de uyum içindedir. Yazdığına ve söylediğine beyazların karışamayacağını vurgulayan bir tavırdır.
Reklam
249 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.