Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Adam Phillips kitabında şöyle yazar; bir şeyi cezalandırma korkusuyla yapmakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski Suç ve Ceza kitabında şöyle izah eder: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler.
Reklam
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski Raskolnikov'a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov'un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov'un tüm bu hezeyanlarını 'Vicdan azabı' olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir zannımca. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Adam Phillips kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırma korkusuyla yapmakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. gözdağından doğan ahlak ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski suç ve ceza kitabın da şöyle izah eder suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır...
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski suç ve ceza kitabın da Raskolnikov’a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov’un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov’un tüm bu hezeyanlarını ‘Vicdan azabı’ olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir zannımca. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski suç ve ceza kitabın da Raskolnikov’a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov’un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov’un tüm bu hezeyanlarını ‘Vicdan azabı’ olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir zannımca. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Reklam
Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Dostoyevski suç ve ceza kitabın da Raskolnikov’a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov’un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov’un tüm bu hezeyanlarını ‘Vicdan azabı’ olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Suçluluk hissi yoktur, yakalanma korkusu vardır.
Adam Philips kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında fark vardır. Yani suçluluk duygusu insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her türlü dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler.
Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair İyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler.
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski suç ve ceza kitabın da Raskolnikov’a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov’un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov’un tüm bu hezeyanlarını ‘Vicdan azabı’ olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir zannımca. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
Reklam
Adam Phillips Kitabında şöyle yazar; Bir şeyi cezalandırılma korkusuyla yapmamakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak, ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski Raskolnikov’a tefeci kadını öldürttürdüğünde ve haftalarca onu sayıklamalarla ve nöbetlerle dolu o ufacık odasına hapsettiğinde, Raskolnikov’un yaşadığı o şey vicdan azabı değildir. Raskolnikov her kapısı çalındığında, işlediği cinayetin artık anlaşılmış olacağından ve karşılığında ona verilecek cezadan korkar. Kitabı okuyup, Raskolnikov’un tüm bu hezeyanlarını ‘Vicdan azabı’ olarak yorumlayanlar fazla iyimserdir zannımca. Çünkü Dostoyevski bu kurmacayla bir kez daha şunu söyler bize: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.