İnsan, çektiği ısıtırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır. İhtiyaç ve ıstırapla başarı ve saadet arasındaki bu uyum bütün insanlar arasında tam ve ezeli bir eşitlik temin etmiştir.
Boğuluyorum üstadım; ölüyorum sanki içimde bir şeyler kopuyor hissediyorum, hissedemediklerimi arıyorum. Bakıyorum ama göremiyorum beynimdeki sancılar şimşeklere dönüştü, gözlerimdeki perde artık siyaha döndü, kalbim öyle karardı ki, istemiyor Rab beni secdede. Canım çok acıyor. Kime kulum ben? Neye tapıyorum? Korkuyorum. Kemiklerimin sızısından uykuya dalamıyorum. Neden geçirdiğim zamanın kölesi oluyorum bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum. Öyle kötüyüm öyle kötüyüm, göz yaşlarım kurudu ağlayamıyorum, rahatlamak da yoktu artık bana, rahatlasam neye yarar ki? Yine kafamın bir köşesinde kemirgenler dolaşacak, bekleyecekler. Bekliyorlar gitmiyorlar. Şaşırdım. Yola çıktım yoldan çıktım. Yardımına muhtacım yaratıcım. Senin vaadine inanıyorum ve bekliyorum çukurumda.