Hayat böyle böyle geçiyor işte. O zaman kalk yerinden. Yarına dair birşeyler yap. Mesela bir kitap oku, iki satırda olsa yaz.. Bir nesil ellerinde büyüyecek vakt-i zamanı geldiğinde :) Zaman gelir gelmesine sen heybene ne doldurduğuna bak öncelikle. Sev benliğini, küfretme karanlığa, senin karanlıklarla işin yokki üstad. Aydınlık nesiller bekler seni caddesi bilinmez yollarda. Herkes karanlık peşinde koşsun bırak. Gerekirse mum olup yan, kül olacağın güne kadar, toprak olacağın güne kadar birşeyler yap. Herkes cehaletten kuruyorken bilgeliğinle çiçek aç. Nesline gerektiğinde gölgesinde oturabilecekleri ağaç ol. Gözleri ışıldayan, yüreği cıvıldayan yürekler ve niceleri için kalk hadi birşeyler yap :)
Popülaritesi yüksek olan kitaplara hep uzak kalmışımdır. Uzun süreden sonra bu önyargımı kırarak bu kitaba başladım. Sürükleyici ve akıcı bir anlatımı var. Nerdeyse bir gecede bitirdim diyebilirim. Hayal kırıklıkları.. Yarım kalmışlıklar.. Yanlış anlamalar... Günlük hayattan çok şey buldum ve tabiki kendimden. Raif efendi içimizden biri, içimizdeki biri belkide. İtiraf edemediğimiz yönlerimizin vücut bulmuş hali sanki. Cesaretsiz ama bir o kadar korkusuz, masum ama önyargılarla dolu hepimiz gibi insan işte ama nasıl bir insan.. Sabahattin Ali'nin ruh analizleri ve betimlemelerinin ustaca verildiği bu kitabı acilen herkese öneriyorum. Kendimizi anladığımız yada anlamaya çalıştığımız günlerin gelmesi dileğiyle. Sağlıcakla
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduklarını bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.