"Sultan Abdülaziz Han hazretlerinin çok üzüntü veren ölümü halkı öyle derinden etkiledi ki, aleyhinde bulunanların bile yüreğini dağladı. Kamuoyu hemen tersine dönerek, bu duruma sebep olanlara küfretmeye başladılar."
Sayfa 251 - Babıali Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Sultan Abdülaziz Han hazretleri Mısır'a gitti. Serasker Fuad Paşa'yı da beraberinde götürüp getirdi. Ve kendisine 'yaver-i ekremlik' ünvanı verdi. O zamana kadar Osmanlı Devleti'nde bu ünvan yoktu. Buna ilk olarak Fuad Paşa nail oldu."
Sayfa 73 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
"Sultan Abdülaziz Han hazretlerinin, silah ve savaş mühimmatını tamamlamak ve Osmanlı Devleti donanmasını Fransa donanması düzeyine çıkarmak gibi büyük hedefi vardı."
Sayfa 69 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
"Sultan Abdülmecid Han hazretleri halk arasında çok sevilmesine rağmen, bir müddetten beri sultan hanımların ve saray kadınlarının aşırı derecede harcamaları, bazı kimselerin Abdülaziz Efendi'nin tahta geçmesini arzu etmeye başlamasına yol açtı."
Sayfa 43 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Imparator 3. Michael'in saraydaki yatak odasına girdiler. Iki bileginin damarlarını kesip kanını akıttılar. Bizans tarihi, 24 Eylül 867
Sarayda babamı sırtüstü yere yatırdılar. Iki adam sağ koluna, ikisi sol koluna, ikisi sağ ayağına, ikisi sol ayağına oturdular. Içlerinden biri bir usturayla iki elinin atardamarlarını kesti.(Nazime Sultan- Osmanli Imparatoru Abdülaziz'in kızı -1876)
Sultan Abdülhamid’e Arzlar (Münazarat)
Nasıl başlayayım bilemiyorum. Yazım yanlışlarımı heyecanıma verin.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki kitabın okunma sayısı portalda çok az görünüyor. Bu durum beni Ziyadesiyle üzdü.
Ahmet Cevdet Paşa Osmanlı Devleti’nin hiç abartmıyorum yetiştirdiği en nadide en bilgili en donanımlı devlet adamlarından biridir. 1822 yılından vefat ettiği 1895
SULTAN İBRAHİM (1640-1648)
Tarihlerimizde genellikle “Deli” diye anılan Sultan İbrahim bu lakabını, can düşmanı olan Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi'nin Ravzatü'-Ebrâr adlı tarihinden mülhem olarak' II. Meşrutiyet devrinde yaşamış bazı tarihçilerin, özellikle Mizancı Murad'ın işgüzarlıklarına borçludur. Rahmetli M. Çağatay Uluçay'ın “Sultan İbrahim deli mi yoksa hasta mıydı?” başlığı altında uzun süre değişik dergilerde yayınladığı geniş kapsamlı incelemesinden de anlıyoruz ki, ruhi bir rahatsızlığı vardı ama kesinlikle “Deli” değildi.
Sayfa 134Kitabı okudu
