Korku belası olmasaydı kimse bir şey okumayacaktı. Ya da bilindiği gibi , karşı konulamaz,aman vermez bir isteğin dürtüsünü ertelemektir okumak. İnsan gözlerini penceye cevirmemek için okur, budur gerçek.
Şimdiye kadar nasıl olmuştu da korkuyla karışık hummalı bir merakla, tepelerden bakılınca dünyanın nasıl göründüğünü hiç düşünmemişlerdi; şaşılacak şeydi. Hemen arkasından akıllarından geçen de şu oldu: Bu yeni bir yaşam biçimi mi, yoksa daha kesin ve daha görkemli bir ölüm biçimi mi olacaktı?