Birçoğumuzun ana uğraşı, el emeği, göz nuru.. Ne kadar sünnete uymaya çalışsak, rabbimizin rızasına uygun düğün yapmak düşüncesi hakim olsa da yaşam şartlarıyla birlikte bir kereden bir şey olmaz fikri bizi bundan alıkoymakta. Gerçekler acıtsa da düğün-kına sürecinde islama göre kırmızı çizgilerin neler olması gerektiğini ele almıştır.
Yıllar sonra belki de hiç olmaz bilmiyorum... evlilik sürecinde ilmimizle amel edebilmeyi rabbim nasip etsin.. güzel okumalar
Düğün kelimesi Türkçe kökenli bir kelimedir. Aslının "toykün" veya "toygün" olduğu, sonradan düğün diye değiştiği söylenir. Toykün, büyük bir kalabalıkla yemek yemek, yani "yemek töreni" anlamına gelir. Düğünün Arapça karşılığı ise ferahtır. Ferah; sevinç, mutluluk ve neşe demektir. Düğün yemeğine ise "velime" denir. Velimenin hükmüne dair imamlarımız farklı şeyler söylemişlerdir. Hanefi mezhebine göre velime sünnet-i müekkededir. Efendimizin (sas) emir niteliğindeki bazı sözlerinden yola çıkarak başka mezhep imamlarımıza göre velime vaciptir. Sünnete göre evliliğin en önemli meselesi nikâh, düğünün en önemli meselesi ise velimedir.
Allah bizleri hakikatinden ayırmasın. "Hakikatten ayırmasın." değil, "Hakikatinden ayırmasın." Niçin bu dua? Çünkü bâtıl da kendisini hakikat olarak takdim ediyor. Hiç kimse ayranım ekşi demiyor. Bugün İslâm dünyasında kimi konuştursanız herkesin söyleyeceği söz şudur: "Biz Kur'ân'a ve sünnete göre hareket ediyoruz." Peki kaynak tek olmasına rağmen bu kadar biri bir uçta diğeri öteki uçtaki farklılıklar neyin nesi? Farklılık özünde güzel bir şeydir. Bu zaten insanın tabiatında var. Hepimiz farklıyız. Cenâb-ı Hak hepimizi birçok özelliğimize bağlı olarak farklı yarattı ancak belli şeylerde aynı inanca mensup olan insanların esasa ait meselelerde farklılığı varsa işte orada ciddi problemler vardır ve biz bugün esasa ait meselelerde farklılık yaşıyoruz. Böyle olduğu için de birinin ak dediğine diğeri kara, diğerinin kara dediğine biri ak diyor. Bundan dolayı böyle dua ediyoruz. Allah'ın hakikati bir tane, kulların hakikatleri bin tane. Biz de istiyoruz ki Rabbim bizi kendi hakikatine eriştirsin.
Sünnete Uygun Düğün Nasıl Olmalı
1. İhlâs olmalı: İşin temelinde ihlâs olmazsa riya olur. Riya zaten hayatlarımızı kaplamış durumdadır. Farkında olmadan birbirimize riya telkin ediyoruz. Riyayı o kadar içselleştirmişiz ki bazen riyakârca davrandığımızı bile fark edemiyoruz. Söz konusu düğün olduğunda ise riyakârlığın seviyesi bir ise on oluyor. Garip bir şekilde insanlar kendi imkânına ve aldığı maaşa bakmadan gösteriş adına yarışa girişiyor. Çok değil, düğünden birkaç ay sonra Allah Resülü'nün (sas) hadisinde beyan edilen helak meselesi başlıyor. Borcunu ödemek için faize bulaşan ve işin içinden çıkamayacak vaziyete gelen o kadar çok Müslüman var ki insan gerçekten hayret ediyor. Daha evliliğin ilk aylarında huzursuzluk çıkıyor maalesef. Ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık, imkanlarımız nispetinde bir düğün yapsaydık, riyakarca davranmasaydık, "El ne der?" kaygısından ziyade "Allah ne der?" kaygısıyla hareket etseydik saâdete ulaşmamız çok daha kolay olurdu.
Yapacağımız sıradan dünyalık işleri bile sormadan soruşturmadan yapmıyorsak dünyamızı ve ahiretimizi en çok etkiyecek evlilik gibi önemli bir müessese de hele de boşanmaların ve anlaşmazlıkların had safhada olduğu günümüz koşullarında mutlaka doğru kaynaklardan doğru bilgilerin edinilmesi şart .
Bu kitaptan aldığım altını çizdiğim bazı yerler
Bugün İslâm dünyasında kimi konuştursanız herkesin söyleyeceği söz şudur: "Biz Kur'ân'a ve sünnete göre hareket ediyoruz." Peki kaynak tek olmasına rağmen bu kadar biri bir uçta diğeri öteki uçtaki farklılıklar neyin nesi? Farklılık özünde güzel bir şeydir. Bu zaten insanın tabiatında var. Hepimiz farklıyız. Hak hepimizi birçok özelliğimize bağlı olarak farklı yarattı ancak belli şeylerde aynı inanca mensup olan insanların esasa ait meselelerde farklılığı varsa işte orada ciddi problemler vardır ve biz bugün esasa ait meselelerde farklılık yaşıyoruz. Böyle olduğu için de birinin ak dediği- ne diğeri kara, diğerinin kara dediğine biri ak diyor. Bundan dolayı böyle dua ediyoruz. Allah'ın hakikati bir tane, kulların hakikatleri bin tane. Biz de istiyoruz ki Rabbim bizi kendi hakikatine eriştirsin.
Ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık, imkânlarımız nispetinde bir düğün yapsaydık, riyakarca davranmasaydık, "El ne der?" kaygısından ziyade "Allah ne der?" kaygısıyla hareket etseydik saadete ulaşmamız çok daha kolay olurdu.