Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kimseye güvenim kalmadı... İçimde şüphe ettiğim ne varsa hepsi bir bir gerçek çıktı... Hikâyenin sonunda insan Rabb'inden ve kendisinden başka kimsenin olmadığını anlıyor, daha doğrusu Rabb'in sana etrafındaki insanların gerçek yüzünü gösteriyor... Kendini sev ve Rabb'ine güven...
“Adam gibi adamları sevin diyorum. Bir adamın önce sesinde huzur, bakışlarında sıcaklık ve ellerinde şefkati arayın. Mükemmel olsun demiyorum, ama sevgiden önce onda mutlaka biraz da saygı arayın. Yanınıza yakıştığı kadar yakışsın yarınlarınıza. Gözlerinde güven, sözlerinde samimiyet ve yüreğinde sevgiyi fazlasıyla hissedeceğiniz adamlardan bahsediyorum. Yani kişiliğinde de şüphe götürmez bir güven arayın diyorum. Her türlü zorluk karşısında yılmayan, yıkılmayan, inandıklarından ve sevdiklerinden ayrılmayan adamlar hala yaşıyor bu topraklarda. Ne istediğini bilecek kadar, hiç de istemediği acılar ve anılar yaşayan kadınlara sesleniyorum. Bir gülü koklarken bile, gül incinmesin diye incelik gösteren yürekli adamları da artık görün diyorum. Çünkü bir adama yakışan ve adamlığa yakışan en güzel huydur merhamet. Çünkü o adamlar; yarım bırakmayı, yaralı bırakmayı, ağlatmayı ve aldatmayı sevmezler. Kaybetmemek için sevdiklerini, yanlış olana yüzlerini dönmezler. Korkmazlar sevdikleri uğruna değişmekten. Yani sizi kaybetmekten korktuğu kadar korkarlar sizi incitmekten. Ve gücünü sadece sizi korumak için kullanan bir adam arayın diyorum. O'na uzaktan her baktığınızda, yaralarınızı değil, yüreğinizde sevildiğinizi hissedin. Ve üstünüzden yıllar geçse bile, "iyi ki seni seçmişim, iyi ki seni sevmişim be adam" deyin.”
Reklam
Sınırlarıyla ilgili olarak onları zorlama ve gerçek bir değişim kazanmak üzere çaba sarf etmek yerine rahatlığa kayarak veya kendini emniyete alarak “mümkün değil”, “yapamam” diyebilmektedir. İnsanın varlık enerjisi, yaratıcı gücü, huzur ve güven ortamında kendisini gösterebilirken, güvenme ve inanma eksikliği şüphe, kaygı ve başarısızlığa yol açmaktadır. Zihinsel olarak başaramayacağı veya tam ve eksiksiz yani mükemmel olarak yapamayacağına dair bir şüphe ve kaygı sonucunda üstü örtülü bir kaçınma veya açıkça bir reddetme gerçekleşir. Bunun üstesinden gelemeyeceğine kendisini inandırarak, zor olan şeylere karşı rahatlığın emniyetini tercih etme, kuşku ve kuruntuya teslim olma ile varlığının enerjisi ve yaratıcı gücünü kullanabilme fırsatını elinden kaçırmaktadır.
Şüphe etme, kararsızlık, kuruntu ve kuşku durumları, insanın en temel psiko-sosyal ihtiyaçlarından olan kendine güven ve inanma eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Kendisini zorlayan sınırlarıyla karşılaştığında onların üstesinden gelebilecek güçlerinden şüphe duyan insan sorumluluk alamamakta, söz verememekte, kendisiyle doğrudan veya dolaylı olan durumlarla ilgili kararlar alamamaktadır. Güvensizliğin arkasında gizli bir tembellik de söz konusu olabilir.
Şüphe ayrıştırır, güven birleştirir. “Şüphe kadar zihni kemiren başka bir alışkanlık yoktur. Şüphe, insanları ayrıştırır. Arkadaşlıkların ve en büyük aşkların ölümüne sebep olan zehir, şüphedir. ‘’
Geçmişinde çok acı çekmiş insanlar bir süre sonra yalnızlık diye bir duvar örerler insanlarla aralarına. Güven duygularını kaybettiklerinden dolayı şüphe duyguları çok güçlüdür. Sözlere olan inançlarını kaybettiklerinden davranışlara önem verirler. Duyarak değil görerek inanırlar. Aşk üstüne yapılan sohbetlerde pek konuşmazlar ancak sohbete tebessüm ederek katılırlar sadece. Çay ve şarkılara karşı bağımlılıkları vardır. Bazen birine şans vermek isteseler bile; ürkek bakışları, titreyen elleri ve kulağı sağır edecek iç sesleriyle tüm duygusallığını yenilgiye uğratıp yüreğine inat tabana kuvvet kaçarcasına giderler. Çünkü bilirler ki; bir insanın seni ne kadar seveceği ya da ne kadar üzeceği döngüsü arasında sıkışıp kalmaktansa, tek başınalığın verdiği o huzur her zaman daha sevilesidir.
Reklam
"İki kalp arasındaki güven yaralanırsa, şüphe yaşanacak günleri rehin alır. Ve en sonunda, Şüphe kalpteki sevgiyi zehirler.."
Atakan Gülgar
Atakan Gülgar
MEHDEVİYET SEMİNERİ - 2 MART 2024
Merhaba. 2 Mart'ta Florya'da bir hotelin seminer salonunda yapılan, kardeşiminde fotoğrafçı olduğu Mehdeviyet konulu seminere hem Ehlisünnetten hemde Ehlibeytten âlimlerin katılımıyla tadına doyamadığım bir seminer oldu. Seminer iki gün sürdü ama ben çalışıyordum diye Cumartesi günü gidebildim. Seminerde konuşan çeşitli âlimlerin
EMİNLİK : Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu ve kuşkuları yenmek demektir. Şüphe etme, kararsızlık, kuruntu ve kuşku durumları, insanın en temel psiko-sosyal ihtiyaçlarından olan kendine güven ve inanma eksikliğinden kaynaklanmaktadır
Kimse eleştirilmekten hoşlanmaz. Hepimiz çocukluğumuzdan bir miktar kendinden şüphe duyma kalıntısı taşıdığımız ölçüde, bunu hatırlatmak pek eğlenceli değil. Birisi kararımızı veya yeterliliğimizi sorguluyor gibi göründüğünde hala kendini onaylamakta zorlanıyorsak, bu olumsuz tepki içimizde tiz alarm zilleri çalabilir. Şu anda, sakinlik ve güven
589 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.