Daha iyi düşünebilmek, o gizemli oltanın ucuna takılan şeyleri çekebilmek, hatırlayabilmek için gözlerimi iyice kapattım. Fakat hiçbir şey çıkmadı. Hiçbir şey, hiçbir ipucu gelmedi! Hepsi enkaz altında kalmış, unutulmuştu.
Ve ben şakaklarımın arasındaki o kötü ve inatçı hafızama o kadar çok öfkelendim ki, alnımı yumruklayacak hale geldim, tıpkı bozuk otomatı istediğiniz şeyi size vermediğinde sarsmak için yumrukladığınız gibi.
Sayfa 4