Herkesin taş ata ata doldurduğu bir kuyuyu andırıyordu gözleri; üzerine düşen hiçbir ışığı yansıtmıyordu. İncelik, saygınlık ve iyilikle beslenen bir kabalıktı. Yankısız kala kala hayatın dışına düşmüş bir sevgi, zehri kana karışmış bir umut ve yanıla yanıla tükenmiş bir güvenin açtığı boşluk üzerine kurduğu dünyanın katılığı ile mağrurdu.
Sayfa 89 - kırmızı kedi yayınevi