"Sonuçta toplumla lider ilişkisi, aynı kafeste kapalı kalmış bir insanla bir hayvanın durumundan pek farklı değildi. Diktatörlükte kafesin kapısı birden açılır ve içeri bir aslan atılırdı. Ama demokrasi, bir insanın ne tür bir hayvanla kafese kapatılacağını seçme özgürlüğüydü."
-Daha / Hakan Günday
"Bugün Kadıköy'de müthiş bir eyleme tanık oldum. İntihar edeceği varsayılan bir adam, bir binanın çatısına çıkmıştı ve aşağıda birikmiş, bir insanın intihar etmesine tanıklık edeceğinin zihnen çok da farkında olmayan kalabalığın, adeta televizyon izlercesine yukarı doğru bakan ve "bir şey" olmasını bekleyen kalabalığın, o beklediği "bir şey"in bir insanın hayatını kaybetmesi olacağını çok da umursamayan kalabalığın, "Heaa atmayacak kendini yürü amk işimiz var" diyen kalabalığın, "atacaksan at amk" diye bağıran kalabalığın, "ay şimdi atıyo mu bi de kendini mihmihmih" diye gülen kalabalığın, "deli amk bu deli" diyen kalabalığın ve gerçekten ama gerçekten o adam kendini boşluğa bıraksa, görecekleri kareyi hayatlarının sonuna kadar unutmayacaklarının dahi bilincinde olmayan, ölümü bir şaka, intihar arzusunu ise bir şov olarak gören kalabalığın üzerine işedi! .... Çıkardı ve aşağı işedi! Hayatımda tanık olduğum en büyüleyici anlardan biriydi. Herif adeta tüm gerzekliğimizin, tüm aptallığımızın, tüm umursamazlığımızın, tüm cahilliğimizin üzerine işedi. sonra da gayet sakin bir biçimde yukarı çıktığı gibi, aşağı indi."
(Alinti)
Sana düşman, bana düşman,
Düşünen insana düşman,
Vatan ki bu insanların evidir,
Sevgilim onlar vatana düşman.
-Nazim Hikmet Ran
Nazim Hikmet... Vatana aşık, özgürlüğe aşık, denize aşık, devrime aşık, kadınlara aşık, yaşamaya aşık, aşka aşık bir ruh... Dört duvara sığmayan, Güneş'le yıldızlarla mutlu olan çevresiyle değil ama kafasıyla mutlu olan kalıpsiz, sınırsız bir ruh... Bu ruhu yazıya dökebilecek kadar profesyonel bir kalem, salt kelimeleriyle bile kendine hayran bırakan unutulmaz bir şair... İlkeleri, düşünceleri uğruna, devrim uğruna, vatan uğruna aşık oldugu özgürlüğünden vazgeçebilecek kadar fedakar bir vatansever. Boşuna değil en sevdiğim şair olması.
Ölüm yıldönümünde saygı ve özlemle anıyorum Mavi Gozlu Dev'i.
Sokakta, insanlara "Kadınlar neden erkeklerden daha uzun yaşar?" diye soruyorlar. Her iki kişiden birinin cevabı, "Kadınlar erkeklerin başının etini yediği icin" ya da "ömrünü yediği için" oluyor. Daha da kötüsü bu cevabı verenlerin bir kısmının kadınların ta kendisi olması! Nasıl oldu da erkeklerin ölümlerinin bile kadınlar yüzünden olduğunu bu kadar benimsettiler? Nasıl oldu da kendi düşüncelerimizi bu kadar önemsemez hale geldik? Nasıl oldu da biri bize "dırdır ediyorsun" dediğinde bu hakareti kabullenebildik? Düşünmek, bunu ifade etmek ve eleştirmek ne zamandan beri bu kadar anlamsız oldu? Daha biz kendimize saygı duymazken başkalarının bize saygı duymasını nasıl bekleyebiliriz?
"Yüzbinlerce insan avuç içi kadar yere toplanıp üst üste yaşadıkları toprak parçasını çirkinleştirmek için var güçleriyle çalışmış olsalar bile gene de ilkbahar, ilkbahardı."
-Tolstoy
Halkın devlet önünde eşitliğinin, eğitim ve hukuk birliğinin, demokrasinin, çağdaşlığın, düşünce özgürlüğünün öncüsü laikliğin Türkiye Cumhuriyeti anayasasınca kabulünün 81. yıldönümü kutlu olsun! İnsanların dinine bakmaksızın insan olarak, halk olarak görülmesinin 81. yıldönümü kutlu olsun!