Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Bozkurt

Bizden çok farklı olanı değil, bize bir nebze benzeyeni kıskanıyoruz. Benzerliklerin olması "onda varsa bende neden yok,çok farklı değiliz ki." fikrini besliyor.
Reklam
Neden Dostoyevski okumalıyız?
Özellikle Dostoyevski'yi seviyorum. İşleri okuduğum herkesten üstün. Yazarları ve kurguları ele aldığımızda insanların karşısına çıkan en zor sorularla uğraşıyor. Tartışmanın iki tarafında da karakterleri var ve gerçekten de argümanlarını ciddi manada sağlam bir şekilde ortaya koyuyorlar. Sanki Dostoyevski’nin bir inancı var ve bir karakteri var ve o da onun inancına sahip ve hep o kazanıyor. Hayır böyle değil. Dostoyevski’de bu hiç olmuyor. Bir karakter oluşturuyor ve 3-4 tane de rakip ve rakipleri de boş insanlar değil, hepsi birer demir leblebi. Başkahramanı eziyorlar. Hepsi farklı bakış açıları arasındaki bir savaş. Görmesi harika, okuması harika.
“Korkma. Kabullenmekten korktuğun her şeyi Tanrı'ya söyle, çünkü O senin gizlediklerini değil, açığa vurduğunu iyileştirecektir." -Carl Jung

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dostoyevski ve Tolstoy üzerine kısa bir alıntı.
Dostoyevski'nin başta bu kitabı olmak üzere diğer kitaplarında da gözlemlediğim bir şey var: Sizin de değindiğiniz gibi kitaplarda oldukça zeki, tartışmacı, entelektüel ateist karakterler var fakat kitabın sonunda Dostoyevski adeta bu ateistlerden intikam alıyor, onları cezalandırıyor. Bunu neden yapıyor? Benim cevabım şu: Zaman zaman Dostoyevski de dinini sorguluyor, pek çok çelişki görüyor ve ateizme yaklaşıyor. Her yaklaşmasında da vicdan azabı çekiyor. Aslında o karakterleri cezalandırarak kendisini cezalandırmış oluyor. Vicdan azabı yerini kendini tanrının kollarına bırakmanın verdiği huzura bırakıyor. --- Her kitap, yazarı için bir günah çıkarmadır. Aynı olayı Tolstoy'da da, hatta daha belirgin bir şekilde gözlemliyorum. Savaş ve Barış'ı bitirmek üzereyim ve Tolstoy, Kont Piyer Bezuhov karakteri üzerinden kendi sorgulamalarını yapıyor. Tolstoy'un bazı kitaplarında dinsiz olan ana karakterlerden biri zamanla 180 derece bir dönüş yaşayarak dindar olur. Dinine karşı taşıdığı şüpheyi bir kitap karakterine yansıtıp o karakteri ilerleyen sayfalarda dindar yaparak kendi şüphelerini romanı bitirmenin verdiği huzuru hiçbir şeyde bulamaz yazar. #Tolstoy #Dostoyevski #KaramazovKardeşler
Şiir okuyan, kitap koklayan, bir bitkiyi sulayabilen ve bir sokak hayvanını besleyebilen, bir çocuğu sevip, bir yaşlıya yardım eden insanları arkadaş edinin. Yardım ve merhamet duygusu olmayanın, bencillik davası vardır. Uzak durun.
Reklam
Ecinniler
Karakterler yine çok gerçek. Dosto okurken sadece çıplak bir gerçeklik insanın yüzüne çarpıyor. Daha sonra insanın bilincinin en derin noktalarına kadar sirayet ediyor. Karakterler hep bir karmaşa içinde. Ruhen,fikren,vicdanen kimisi hiçbir şeye inanmiyor. Kimisinin ne olduğu belli değil saf çıkarcı insanları sadece ve sadece çıkarları uğruna kullanıyor. Kimisi inanç ve inançsızlık arasında gidip geliyor ama aşırı temiz karaktere ve kişiliğe sahip dürüstlük abidesi. Kimisinin gizlediği çok büyük günahları var ve bunun vicdan azabı onun sonsuza dek yakasında. Dostoyevski'nin karakterlerine neden böylesin neden böyle diyemezsiniz çünkü o gerçektir filtreden geçirilmemiş insandır. Karakterler dürüstlükten ziyade gerçekliği hissettiriyor. Maske yok. İnsanı tüm çıplaklığı ve gerçekliği ile bilincimizdeki kaosu resmen belgesel objektifliği ile görebilirsiniz bu eserde. Mutluluk ve coşkunun eşlik ettiği kargaşa içindeyim zihin olarak. Teşekkürler büyük deha.
Ecinniler
Ecinniler
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Ecinnilerden bir portre
Stavrogin inansa inandığına inanmıyor,inanmasa inanmadığına inanmıyor. Çelişki,bunalım,vicdan azabı içinde anlaşılması oldukça güç bir karakter. Karakter yazarın süperegosunu yansıtıyor ve bilincindeki kaos niteliğinde. #dostoyevski #cinler
Ecinniler
Ecinniler
"Bana kim olduğumu sormayın,aynı kişi olarak kalmamı da istemeyin."
Ecinniler'e ithafen.
Romanlarını okurken en mutlu olduğum yazar Dostoyevski. Ne zaman okumaya başlasam kendimi çok güçlü,gerçek ve en çok da insan hissediyorum. Her şey ve herkes o kadar gerçek ki. Karakter inşası o kadar sağlam ki karakterlerinin her birinin ruhunun en izbe noktalarına kadar ulaşabiliyorsunuz. Dostoyevski insanı,kendini çok iyi tanıyan ve analiz eden bir deha. Sanki her şeyi ilmek ilmek çözüyorum herkesi özellikle "insanı" çok iyi tanıdığımı hissediyorum ve biliyorum onu okurken. Bu satırları yazarken içim içime sığmıyor. İyi ki tanımışım ve tanıyorum seni Dostoyevski.
26 günlük düşünmeme,düşünememe pehrizimi yeni yeni bozmaya başladım. İlginç mi bilmiyorum içinde bulunduğum şartlar ve durum mahiyetinde düşünmüyordum düşünmeye çalışsam da aklıma bir şey gelmiyordu. Analiz etmeye çalışamadım bile sadece seyrettim neler oluyor baktım. Görebildim mi bilemem. Düşünmemek sadece söylenileni yapmak inanılmaz bir huzur getirdi. Normal hayata dönmenin burukluğu var gerçekten içim burkuluyor. Yapılması gerek olan üzerinde yapılması gereken elzem ise asla düşünülmemeli sadece yapmalı ve sonrasında yapabilmenin aktivitenin getirdiği inanılmaz huzrunun içine gömülmeli. İnsanı iki şey çürütür. Bir şeyi düşünmeden yapmak ya da hiçbir şey yapmadan sadece düşünmek. Fazla düşünmek insanı içinden çıkılmaz bir karanlığa itiyor. Hayatı sorgulamaya başladığımızda, düşünme optimum düzeyi geçtiği anda karanlık hakim oluyor zihne. Neyse öylesine içimi dökesim geldi. Aklınıza güzel düşünceler hakim olsun,dengeli düşünmeler...
Reklam
İnsan, hayatın anlamını ve değerini sorgulamaya başladığında hasta olur. -Sigmund Freud