Niyazi Berkes, Ziya Gökalp'in bir sözü üzerinde duruyor. Gökalp devşirme çocukların yüksek yönetici olmak için devam ettikleri Top kapi Sarayı'ndaki Enderun Mektebi’yle medreseleri, karşılaştırırken, birincisinin Türk olmayanı alıp Türk yaptığını, ikincisinin Türk'ü alıp Türk olmayan (Arap) haline getirdiğine işaret ediyor. Gerçekten de yönetim ve Enderun Mektebi'nde dil Türkçe iken, ilim ve medrese dili Arapçaydi. Bizim bakımımızdan gariplikler bununla bitmiyor. Dine dayali olduğunu ilan eden bir ülkede cedbeced Müslüman olanlar askerlik ve yönetim işlerine karıştırılmiyorlar, fakat Hiristiyan olan bir ailenin çocugu o ülkenin yazgisinı yönetiyordu.
Özellikle multi-trilyonluk bir pazar olan ilaç sektörünün kaçınılmaz hegemonyası altında icra edilmeye çalışılan tıp mesleği, bir çok hekimi “tahlillere göre ilaç yazma” teknikeri konumuna indirgemiş durumda.