Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bize bilen değil, bildiği ile amel eden, düşünebilen insanlar lazım. Bu toplum ezberci yaklaşımlardan çok zaman kaybetti. Taklitçilik ve bir başkasından gördüğümüz eylemleri hiçbir süzgeçten geçirmeden sırf birileri doğru diyor diyerek yaşamınıza monte ettik bu da yetmedi .Başkalarına da böyle davranılması gerektiği noktasında telkinler verdik. Çok az insan bu olanlarda bir problem olduğu kanısında .Osho, Martıları Seven Adam adlı kitabinin bir yerinde hafızam beni yanıltmıyor ise bir anektot anlatır. Profesörün biri üniversitede öğrencilere ders anlatırken anormal insan davranışları ile ilgili bir konudan bahsederken öğrencilerden biri hocam sanki toplumdaki birçok insan sizin anlattiklariniza uyuyor. Bunun dışındaki insan tiplemesi çok az onları gördüğümüzde ne yapacağız. Profesör onları İYİLEŞTİRECEĞİZ... Meramım şu tefekkür etmiyoruz, sorgulamıyoruz, bunları yapan insanları da kendimiz gibi düşünmediği için de yaftalıyoruz ... 01.07.2022 S.AŞCIOĞLU
Siyasette ahlâk zayıfladıkça popülizm, liyakatsizlik ve istismar sanatı Eğitim-öğretimde ahlâk kayboldukça cahillik, edepsizlik ve yozlaşma Kültürde ahlâk erozyonu yaşandıkça köksüzleşme, kimliksizlik ve taklitçilik çoğaldı… Melikşah Sezen
Reklam
Gençliğe Hitabe
Genclige Hitabe Necip Fazıl Kısakürek    bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda bir gençlik... devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir
Kitabı okuyor mus gibi yapıp entel takılmak taklitten öteye gitmez ... İnsan tabiatın da bu genetik hale geldi taklitçilik. Bazıları var kitabın yanından geçmez! 3 beş kitap okumakla da bilgin değil. Eksik'siniz efendiler!...
Bizim kalplerimiz katılaşmış bulunuyor. İslam'dan oldukça uzaklaşmış, batılıları taklide sapmış ve bu taklitçilik içerisine gömülmüş bulunuyoruz. . //
Hasan el-Benna
Hasan el-Benna
//
Jiyaneke bi Kurdî li ser me ferz e!
Joseph Vendryes "Conferences de İnstitut de Linguistique de Universite de Paris" eserinin 1933'te çıkan "La Mort de Langues" (Dillerin Ölümü) adlı konferansında dillerin ölüm sebeplerini şöyle açıklamaktadır: 1. Güçlü ve hakim bir dilin milli dili yavaş yavaş sömürmesi 2. Bozuk dilli yeni kuşaklar oluşurken özgün dili konuşan insanların ölüp gitmesi 3. Gramerinin unutulması dolayısıyla dil bünyesindeki bozulma 4. Faydalı bir yabancı dile aşırı ilgi gösterilmesi 5. Yeni bir yabancı dili öğrenen kuşakların ana dilini ihmal etmesi 6. Milli dil ile birlikte öğrenilen faydalı yabancı dil dolayısıyla çift dilli bir toplum haline gelmek ve zamanla faydalı yabancı dilin galip gelerek milli dili saf dışı bırakması 7. Başta dil olmak üzere milli kurumların taklitçilik yüzünden tahrip olması ve aydınların gafleti yüzünden ana dilini kaba, aşağılık bir halk ve köylü dili sayılması 8. Milli dilin edebiyattan ve edebi yetenekten yoksun kalması 9. Milli dil ile yabancı dilin rekabeti sırasında halkın milli dile sahip çıkmaması 10. Çeşitli sebeplerle dilin ses yapısının bozulması ve telaffuz bozuklukların ortaya çıkması 11. Yabancı ve yanlış türetmeler yüzünden milli dilin söz varlığı ve yapım sisteminin bozulması ve dilin tarihselliğinin tahrif edilmesi 12. Dilde hayata, çağa uyma ve hayatı ifade etme imkanının kalmaması 13. Konuşma dilinin yazı dili haline gelmesi 14. Ana dilin çöküşü, yok oluşu karşısında toplumun top yekun ilgisiz kalması.
Reklam
Gençliğe Hitabe
bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik... "zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda bir gençlik... devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, allah'ın kur'an'ında "belhüm
" Ne kadar kendi kendimizi yaşamıyormuşuz ." Sezai Karakoç Toplumumuz artık kendi benliğinden geçti . Herşey taklit kimsenin kendine has bir hareketi , mimiği , tarzı , görüşü , sözü , duruşu yok . Sanki herkes bir kalıptan çıkmış . Seri üretimde gibi . Bakıyorsun yüzüne her azasında estetik , botokslu . Burnun estetik mi de demiyoruz artık . Estetik olan yerleri saysa daha uzun süreceğinden kısa yoldan " hangisi estetik değil " diye sorsak alacağımız cevap daha öz olacak . Kaşlar kalemle çizilmiş , gıdısı alınmış , burnu bir markanın yok satan ürünü gibi herkeste aynı , gözler boyalı , dudaklar rujlu .. Senden geriye ne kalır ? Sen sen misin ? Bi çıkar bakalım şunları asıl yüzünü görelim kardeş ... Mimiklere gelince herkes bir şımarık ağız burun büzme , herkes nazlı bir çiçek . Laflar , konuşmalar " overlok makinesi ayağınıza geldi " diyen bir kere banda alınmış yıllardır aynı sesi dinlediğimiz kadın gibi ... Taklitçilik bence basitliktir . Kendine has , nevi şahsına münhasır kim kaldı ? Kendinize özel bir duruşunuz olsun hem fiziksel hem ruhsal ... Bırakın şu özenti gençliği ... Biz robot değiliz . Kumanda edilmiş gibi AA şimdi bu akım modaymış demek kendini değerli sayana yakışmaz ! Sümeyra Salkaya
Yılbaşını Taklid Eden Müslümanlara...
Onlar atalarını körü körüne taklid ederler. Hiç şüphesiz Cahiliye toplumunun dinlerinde bazı temel esaslar vardır. Bu esasların en mühimi ise taklitçiliktir.(3) Zira taklitçilik, tüm kafir toplumların en belirgin özelliklerinden biridir. Allah (cc) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Senden önce de hangi memlekete uyarıcı göndermişsek oranın şımarık varlıklıları "Doğrusu babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerini izlemekteyiz" dediler.” (Zuhruf /23) (Cahiliye Toplumunun Özellikleri, s.24) ————————————————––—— ***(3) Taklid, her zaman için kınanmış değildir. Eğer taklid Allah’ın razı olduğu hususlarda ve delille birlikte olursa buna “ittiba” denilir ve övülmüştür. Allah (cc) şöyle buyurmuştur: “(Yusuf) dedi ki: Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine tabi oldum.” (Yusuf/38) Müşriklerin taklitten dolayı kınandıkları ayetleri incelediğimizde ise onların atalarını delilsiz ve körü körüne taklid etmekte olduklarını görmekteyiz: “Onlara "Allah’ın indirdiğine uyun" denildiği zaman "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" derler. Peki, ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış iseler de mi?” (Bakara/170)
156 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.