Biz haksızız, çünkü inandığımız değerlere sadakatimizi yitirdik. Sadakatimiz yalnızca sözcüklere; çünkü onların bir gerçekliği yok. Onlar yaşadığımız dünyada sahici bir şeylere tekabül etmiyor. Bizi daha iyi, daha öfkeli, daha inanmış, daha bilgili gösteriyor sözcükler; ama onlara inanmıyoruz, çünkü hayat artık sözcüklerlede açıklanamıyor. Gerçi pek çok kimsenin de bir açıklama, sürüp giden şeylere bir anlam bulma gayreti yok. Yok, çünkü ortalıkta inanabileceğimiz bir gerçeklik gözükmüyor. Her şeyin anlam ifade ettiği bir dünyada her şey ne kadar da anlamsız. Ayrıntıların şeytanı, imge bombardımanıyla yolcuya şaşırtmaca veriyor. Ama hayat artık imgelerle açıklanamayacak kadar da çetrefilli.