Görünüm olarak insana ulaştıysak da, ruhsal gelişim sürecimiz insan ve hayvan arasında sıkışıp kalmış.Ruhen erişebileceğimiz en yüksek mertebe olan insan olma seviyesine erişebilir ve tutkularımızdan arınabilirsek insanlık için yeni bir dünyanın doğuşu kaçınılmaz olacak.
Yaklaşık 4.5 milyar yıl yaşındaki dünyanın yine yaklaşık 400 bin yılında homo türler olarak varlığımızı sürdürüyoruz.O zamandan bu zamana zihinsel ve buna bağlı olarak teknolojik bakımdan inanılmaz, kısa bir süre öncesine kadar mümkün olabileceğine inanmayacağımız gelişmeler gösteriyoruz.Fakat bu gelişmelerin hiçbirisi insanlığımızın üzerine koyan, insan olma aşamamıza katkı sağlayan gelişmeler değil, bilakis aksine bilincimiz tam da evrilmişken, üst insan kavramına en çok yaklaşabileceğine ihtimal verdiğimiz anda o mertebeye tam tersi istikamette hareket etmeye başladık.Eriştiğimiz gücü ve yetkinliği hem kendimiz hem de dünyamız adına kullanabileceğimiz en kötü şekliyle kullanıyoruz.İnsanlık için en doğrusunu yapabilecek zenginliğe, güce ve bilince erişmişken ve bunların doruk noktasındayken, bu gücü kendi türümüze eziyet etme üzerine kendimizde barındırıyoruz.
Aslanın hedefi geyik, köpeğin hedefi kedi, kedinin hedefi faredir.İnsanın hedefi ise yine maalesef insandır.Ben inanıyorum ki bir gün insanlığın soyu tükenecek, fakat dünya gene varlığını sürdürecektir.Dünya üzerindeki insanlık tarihini olabildiğince uzun tutmamız ise dünya üzerinde tam bir barış sağlamamızla mümkün olacaktır...