Ağıtlar Kitabı Ermeni Kilisesi’nin bağrından çıkmış olsa da sadece onlar için değildir. Grigor’un mesajı her kuşaktan bütün insanlığı ilgilendirmektedir “İnleyen bir yüreğin sesi, iç çekişleri ve kederli feryatlarını, Sana sunuyorum, ey Gizleri Bilen, Zihnimin tereddütlü meyvelerini Kederli canımın ateşinde yanan lezzetli bir kurban
-"Tanrı insanoğlunu suretinden yaratmış, Ne güzel! Schlomo, tanrının resmi! Ama bu sözleri Tevrata kim yazmış! İnsanoğlu!, Tanrı değil! İnsanoğlu!! Bir şekilde kendini tanrının yerine koymuş. Belki de böyle olmasını tanrının kendisi istemiştir. Ama insanın, tanrının oğlunun her şeyi yaşayarak öğrenmesine tanrı karar vermiştir" +"Şunu bir daha söyleyebilir misin?" -"insanoğlu korkularından kurtulmak için Tevratı yazmış. Tanrı falan pek umrunda değilmiş." +"Schlomo zaten yeteri kadar sorunumuz var..." -"Haham Efendi! Tanrıyı sevmesek de ona dua ederiz.. Ya da daha iyisi, dünyevi varlığımıza yardım etmesi için yalvarırız. Tanrı bizim umrumuzda değil. Biz sadece kendimizi düşünüyoruz. Aslında asıl soru Tanrının var olup olmadığı değil. " Ben var mıyım " asıl soru bu " Ben "
Reklam
Annemin sessiz geceleri için! Kaşan şehrindenim Fena sayılmaz halim, Bir lokma ekmeğim var, biraz aklım, İğne ucu kadar da zevkim. Annem var, ağaç yaprağından daha güzel, Dostlar, akan sudan daha iyi Ve Allah, burada yakındadır,
Süleymaniye'de Bayram Sabahı - Yahya Kemal Beyatlı
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir
'Ah'lar Ağacı
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde. Berbattı, Bir şiire böyle başlanmazdı. İç ses diye söylendim, Ardından Yıldırım Gürses... Aptal aptal güldüm bir de buna. Ayşecik vazoyu
Yüreğimden
Şafak sökmekte Bir güvercin daha tellere kondu,her sabah gün doğumunu izliyor. Nasır tutmuş yüreğimin, sancılı gecelerine gebe doğan güneş, Busemde sakladım dünün vaatlerini, yarının umitlerine kanıyorum. Kalbim kırık, sözlerin ihanetiyle ıslandı yastıklar. Masumiyetini yitirdi bahar,açan çiçekler,uçan kuşlar susun Mest eden goncaların,eski
Reklam
337 öğeden 161 ile 170 arasındakiler gösteriliyor.