Herkese iyi akşamlar bu hafta Gül Yetiştiren Adam yapıtıyla karşınızdayım.
Benim için bazı kitaplar pek çok defa okunmaya değer, Gül Yetiştiren Adam'da onlardan biri, her okuduğumda hayran olduğum eserlerden...
Rasim Özdenören, ilk ve tek romanı Gül Yetiştiren Adam'da Milli Mücadele sonrası değişen Türkiye'nin panoramasını kendine has üslubuyla okurlarına sunmuştur.
Romanda modernleşmeyle birlikte gelip yerleşen huylar, değişen sokaklar ,evler ve değişen ahlak anlayışı etkileyici bir dille anlatılmış. Bir tarafta bu değişime ayak uydurmaya çalışan , kalabalıklar içinde yalnızlık çeken,tutunmaya çalışan insanların timsali Sitare ;diğer tarafta batı kültürüne direnen , geleneğin temsilcisi, yıllarca evinden çıkmadan gül yetiştirerek bu değişimin dışında kalmaya çalışan bir adam var .Yazar her iki pencereden dönemi başarılı bir şekilde yansıtmıştır.
Gül Yetiştiren Adam, okuyup bol bol tefekkür edeceğimiz, kıymetli mesajlar içeren bir eser. Dura dura, sindire sindire okumanızı tavsiye ederim.
~ Kitaptan Alıntılar ~
"...içinizdeki İslamı gösterin. Çünkü İslam, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslam açık. İman kalbdedir, İslam zahirde. İslam şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister."
"Taş devri gibi, tunç devri gibi, insanların bir de gül devri geçirdiklerini düşünüyorum."
"Bir kimse zalim bir padişaha adildir dese kâfir olur demişler. Ve susuyordu adil dememek için zalime."
"İnsanlar aslında birbirini tanımadıkları için severler, şaşırtıcı değil mi? Tanıdıktan sonra nefret ederler birbirlerinden.."