Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'Teftiş' perişt e 'Müfettiş' serperişt e 'Dayanak' palpişt e
Ziya Selçuk'un Yeni Egitim Sistemi Hakkında Açıklaması
Gelecek nesillerin eğitilmesini hedef alan yeni eğitim sisteminin nasıl yapılandırılıp uygulamaya sokulacağına dair merakla beklenen açıklama nihayet Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk tarafından ilan edildi. Öğretmenlik mesleğiyle alakalı yenilikler içeren kanun çıkartılıyor. 5 yaş erken çocukluk eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınıyor
Reklam
TÜRKİYE KAZANDI!
Dünyanın hiçbir yerinde patates sağanın 1 liradan 5-6 liraya çıktığı, doların zirve yaptığı, son birkaç yılda 4-5 milyon göçmenin sığındığı 16 yıl kesintisiz iktidarda olan bir parti seçim kazanamaz. Dünyanın hiçbir yerinde harici ve dahili onca saldırıya, onca tezvirata ve onca ihanete rağmen bir iktidar ayakta duramaz. Nasıl oldu bu? Cemil Meriç'in "Bu Ülke"sinden başlayarak okuyun. Bu ülkenin türedi bir ülke olmadığını, bir tarihinin olduğunu adamakıllı fehmedin. İstiklal Marşı Şairi'ni yeniden okuyun. Kafası kesilse de zillet çekmeye razı olmayan bu ülke insanını tanıyın. Bozguncuların yalanlarına kanmayın. Dip dalgası zilleti alkışlayanların değil boyun eğmeyenlerin harcıdır. 15 Temmuz'da tankları çıplak ellerle durduran işte bu dip dalgasıydı. Erdoğan gökten zembille inmedi. Erdoğan sevgisi de durduk yere oluşmadı. Tee 94'lerden itibaren herkes yatağında mışıl mışıl uyurken gece yarıları şantiyeleri teftiş ederek, muhtıralardan, kahpe saldırılardan geçerek, çok uluslu ebucehillere boyun eğmeyerek, hainlerin inlerini darmaduman ederek, 15 Temmuz'da "ölümüne" direnerek oluştu. Seçim sonuçları belli olduğunda bir aile büyüğümüze "Tayyip kazandı" denilince şu cevabı verdi: "Tayyip kazanmadı, biz kazandık; Tayyip bir candır, biz milyon canız. Milyon canımızla Erdoğan'ız..." Dostumuzu da düşmanımızı da unutmayız. AKP'li fırıldaklar da şunu bilsin; evet, "kırgınlıkları unutacağız" ama ihaneti asla! Seni de ciğerime yazdım sayın köstebek, istediğin kadar trollerini sür piyasaya, zamanı geldiğinde deşifre olacaksın, Allah büyük.
Annesi Hatice Hanım'dan Kınalı Hasan'a Mektup: Çanakkale köylerinden her gün yüzlerce genç savaşa katılmak üzere birliklerde toplanmaktadır. Acemi askerlerin eğitim ve teçhizatı tamamlandıktan sonra cepheye gönderilmektedir. Yüzbaşı Sırrı Bey, ikindi vakti yeni gelen erleri teftiş ederken, içlerinde bir tanesinin saçının bir tarafının kınalanmış
Biz yüzlerimiziz... Binlerce yıl böyle tanımış, böyle sevmişizdir birbirimizi... Sözü dinler, davranışa uyar ama "yüz"e inanırız... Bu nedendendir ki, insanlık tarihinin büyük gelenekleri yüzün "yüzeysel" bir şey olarak ele alınmasına karşı çıkmıştır. Çünkü ayna da, "sır" da yüzdür. Ama bana sorarsanız, laf ne zaman
Bilirsin ki; ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faidesiz, ehemmiyetsiz, odun yığınları gibi camid şeyleri bulursun. Çünki ben teftiş ettim, çok lüzumsuz şeyleri buldum. İşte o fennî malûmatı, o felsefî maarifi; faideli, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır. Sen dahi Cenab-ı Hak'tan bir intibah iste ki, senin fikrini Hakîm-i Zülcelal'in hesabına çevirsin, o odunlara bir ateş verip nurlandırsın. Lüzumsuz maarif-i fenniye, kıymetdar maarif-i İlahiye hükmüne geçsin. Tarihçe-i Hayat - 210
Reklam
Cemal Süreya
Maliye Bakanı ( Yılmaz Ergenekon) , Darphane Müdürlüğü için bir operasyon tasarlamaktadır. Hesaplar denetlenir, defterler gözden geçirilir,teftişler yapılır... Cemal Süreya'nın hiçbir açığını bulamazlar. Bakan, Darphane'yi bizzat gezip görmek ister. Ankara'ya döndüğünde kaba da olsa bir gerekçe vardır kafasında Darphane Müdürü'nü halletmek için: Teftiş sırasında Darphane binasını temiz bulmamıştır. Temizliğin ölçüsü nedir? Belli değil... Bu icat edilmiş gerekçeyle görevden alınır Cemal Süreya. Kendince ve de sessizce bir savunma hazırlar. Şöyle der : " Darphane, tarihi boyunca yalnızca iki saat kirlenmiştir; o da sayın Bakan'ın ziyareti nedeniyle"
Bu Kitap Şu Tecellîden Doğdu
Rüya gördüm, çağların duvarı uzuyordu Önümde. Granitle etten bir yığındı bu. Bağrına uğultusu sinmişti milyonların Endişeden kaskatı kesilen o duvarın. Loş oyuklarda vahşi gözler parıldıyordu, Yığınlar, kabartmalar, nakışlar oynuyordu, Zaman zaman önümde açılıyordu duvar. Yeşimden somakiden ve altından saraylar: Uluların, bahtiyarların
Geri116
253 öğeden 241 ile 253 arasındakiler gösteriliyor.