☯️ Üremek ve Cehalet Çıkmazı Üretmesini bilmeyen bir toplumun genç nüfusa sahip olması bir fırsat değil tehdittir. Üretmeyen cahil toplumlarda dünyaya gelen her çocuk tüketimin, sömürgenin kucağına doğar. Ülkemizde cehalet fazla üreyerek akıl ve bilim dışı, üretmeyi öğreten eğitim ve öğretimden mahrum bırakılarak çoğaldı. Aydın görüşlü
İzlememiz Gereken +200 Film
1- Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6- Akıl Oyunları (Şizofreni) 7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon) 8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir
Reklam
PDR'CİLER TARAFINDAN İZLENEBİLECEK PSİKOLOJİ İÇERİKLİ FİLMLER ( 177 tane Psikolojik film ) 1 - Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6-
Edebi Fikir Sayfasi
15 Maddede Yahya Kemal  1. Ahmet Agâh, Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bulunan Üsküp’teki İshakiye Mahallesi Gazi İshak Bey Camii yanında bulunan büyükannesi Âdile Hanım’ın evinde dünyaya gelmiştir. Tarih, 2 Aralık 1984. Rumeli beylerinden Şehsuvar Paşa’ya dayanan soyu nedeniyle daha sonra “Beyatlı” soyadını kullanmıştır. 2. Gençliğinde birçok
Zararlı Kitap Hassasiyeti Günümüzde pek çok mütedeyyin aile, çocuğunu yetiştirirken haklı olarak bazı meselelerde endişe duyuyor. Bunlardan birisi de kitap okuma meselesi. Ebeveynler çocuğunun zararlı bir kitabı okuması veya zararlı bir neşriyatı takip etmesi neticesinde bozulacağını, ayağının kayacağını, yanlış yollara sürükleneceğini düşünerek
Öğretmenliğin ilk yılları
Öğretmenliğe başlayınca bazı şeylerin ters gittiğini fark ettim. Maaş ve ek ders ücretinin kıskacında hocalar, ders bitiminde koşarak evlerine giden bir daha da okula gelmek istemeyen çocuklar… Disiplinsiz sınıflar, isteksiz öğrenciler… Siyah koltuklarda oturanlara rol beğendirmek için harika işler yapıyormuş gibi görünen müdürler… Hakikaten hiç tahmin etmediğim bir dünyaydı. Genç ve tecrübesiz bir öğretmen için ne yapacağını bilmemenin, hangi yöne gideceğini kestirememenin belirsizliği… Dört bekar öğretmenin yaşadığı evde her akşam bu konular konuşuluyordu. Yaşanan onca olumsuzluk karşısında tek çare istifa görünüyordu. Fakat hiçbirimiz bunu dillendirmeye cesaret edemedik. Birbirimize destek vererek içimizdeki umut ateşini harlamaya çalıştık. İnceldiği yerden kopacak diye düşünürken ince yer en sağlamı çıktı. Hani bir adam kağnıyla tarlaya gidiyormuş da kağnının bir tarafındaki dingil iyice inceldiğinden ha kırıldı ha kırılacak diye kokuyormuş. Bir taraftan kağnıyı çeken öküzleri yönlendirirken diğer taraftan göz ucuyla kağnının zayıf olan tekerini kontrol ediyormuş. Derken yokuşa çıkarken “çaat” diye bir ses duymaz mı? Hemen kağnıyı durdurmuş, bir de ne görsün? Meğer ince olan dingil sapasağlam duruyor sağlam görünen diğer taraf ortadan ikiye ayrılmış. Adam zayıf dingile dönerek: “Afferin ulan” demiş, “iyi dayandın…” İtiraf etmek gerekirse 28 Şubat sürecinin hemen sonrasına denk düşen öğretmenliğin ilk yıllarında kırılgan ruhlarımız dik yokuşu tırmanırken iyi dayandı.
Reklam
58 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.