“İnsanlar, hayvanlara nesnelermiş gibi, ne isterse yapabileceklerini düşünüyorlar.”
“Öldürmenin ve acının ilke olduğu nasıl bir dünya bu? Bizim neyimiz var!”
“Öldürmek cezadan muaf oldu. Ve kimse onu önemsemiyor.”
“Hayvanlar, yaşadıkları ülke hakkındaki gerçekleri gösterir, dedim. Hayvanlara olan yaklaşım yani.”
Kitap, başkarakterJanina’nın gözünden anlatılmaktadır. Janina uzak bir Polonya köyünde, astroloji çalışan, yıldız haritaları inceleyen, William Blake’in şiirlerini tercüme eden ve geçimini varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine bakarak sağlayan biridir. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih eder. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölü bulunur ve bu ölüm beraberinde tuhaf ölümleri getirir. Janina çevresindeki ölümlerle bağlantılı gizemli olayları araştırırken, insanın hayvanlar ve doğa ile olan etik bağlarını irdeler. İnsan doğası, ölüm, adalet ve doğayla insan arasındaki ilişkileri sorgulayan, bir gerilim masalı…
“Biliyor musunuz, bazen kendimiz için ürettiğimiz bir dünyada yaşıyormuşuz gibi geliyor bana. Neyin iyi, neyin kötü olduğuna biz karar veriyoruz, kendimize anlam haritaları çiziyoruz… Sonra da, tüm yaşamımızı kendimiz için planladığımız şeyle mücadele etmekle geçiriyoruz. Sorun şu ki her birimizin kendi uyarlaması olduğundan, insanlar birbirini anlamakta güçlük çekiyorlar.”