çünkü bir insan aynanın karşısında ölürse aslında iki ölü adam olur, biri gömülür öbürü kalır ve yeryüzünde yürümeye devam eder;
Yoksul doğan bir kişi nereye giderse gitsin ezilecektir, unutma ki, İspanya'da solucanlar cesetleri yemez, cesetler solucanları yer ve neticede her şey engerekleri şişmanlatmaya yarar…
Sayfa 255 - CAN YAYINLARI
“Bana yol göster yıldız, bana yolumu göster,”
“Ölülerin hayalleri için konforlu mermer zindanlar var burada ama yaşayanların hayalleri için yeterince zincir yok.”
Hayır, hayır, hiç kimsenin ikinci bir fırsatı olmamalı, ne ölülerin, ne hayattakilerin, ne de hiç doğmayacakların!..
Sayfa 301 - CAN YAYINLARI
Beni öldürerek öldürebileceklerini sandılar, ah, ne büyük hata, küçüğüm benim, ne büyük hata, ne ciddi bir hata çünkü zaten ölmüş olan biri nasıl ölebilir ki ve eğer ölüyse nasıl olur da öldürüldüğünde tekrar canlanmaz..
Eninde sonunda başımıza geleceklerin ne olduğunu biliriz, tek bilmediğimiz şey hangi koşullarda ya da ne zaman onlarla yüzleşeceğimizdir.
Boşa çıkan umutlar açık başkaldırıya değilse bile genellikle huzursuzluğa dönüşür.
İkimiz de birbirimizi öldüremeyeceğimize göre onun yerini tutacak bir kötülük yapmalıyız.
Sayfa 210
Bizden de ne çok yazarı etkilemiş Joyce. En çok Oğuz Atay. Sonra
Orhan Pamuk. Pek dikkat edilmez ama Hasan Ali Toptaş ta da çok
etkisi var. Uykuların Doğusu'ndaki başlangıç ve son tam bir Finnegan
döngüsü. Bin Hiüziünlü Haz da Ulysses girişini andırır ve aradaki bir
dolu gönderme. Ahmet Hamdi'de de izi sürülür. Yabancılarda en cok
Fuentes in Terra Nostra'sı.Ve sinemadan tiyatroya diğer disiplinlerde bir dolu isim etkisi altında.
Sayfa 480Kitabı okudu
