Teslimiyet “teslim olma, kendini verme, boyun eğme” anlamlarına gelir.
Teslimiyet, muhabbete dayalı bir itaat işidir. Bu itaat ve teslimiyet bereketiyle İbrahim Aleyhisselam'a, canı, malı ve evladı, yüce Rabbinin yolunda hiçbir engel teşkil edemedi. Çünkü İbrahim Aleyhisselam'ın dili kalbine tercüman olarak daima:
"Ben Âlemlerin Rabbine teslim oldum." (Bakara 131) demekteydi.
Bu ayet beni etkileyen en birinci ayetlerin başında gelir. Hakiki bir teslimiyet içinde olmuş olsaydık ne geçmişe dair keşkelerimiz ne bugüne dair endişelerimiz ne de geleceğe dair kaygılarımız olmazdı. Kanaatimce biz fanilerin hakiki teslimiyet üzere yaşayabilmesi ve her nefeste Rabbine daha ziyade yaklaşabilmesi için, Rabbimize rıza ve teslimiyet duygusunu gönüllere yerleştirmeyi hedeflememiz en önemli vazifemiz olmalı. Çünkü şu fani alemi kuşatan bin bir elem, keder ve çilelerin tesiri ve nefsani aldanışların çokluğu, ancak Rabbe rıza ve teslimiyet neticesinde azalmaya başlar. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ne güzel söyler:
Sen Hakka tevekkül kıl
Tevfîz it ve rahat bul
Sabr eyle ve razı ol
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler...