Mağaradaki iskelet
hikâyesini biliyor musun Tobias? Hımmm bilmiyorsun demek. Anla-
tayım: Mağarada bir iskelet bulunur. Kimliği bilinmez. Amerikan
polisi uzmanlarıyla gelir, üç gün uğraşır iskeletin kimliğini çözemez.
İngiliz polisi gelir, Alman polisi gelir günlerce uğraşırlar iskeletin
kim olduğunu anlayamazlar. En son Türk polis ekibi gelir, mağaraya
girer. Uzun süre çıkmazlar. Yiyecek içecek isterler o kadar... Aradan
6 ay geçer, herkes meraktadır. Yedinci ayda mağaradan çıkarlar.
Türk polis şefi açıklama yapar, der ki: ‘İskelet ifade vermemekte
direndi. 6 ay uğraştık ama sonunda iskeleti de konuşturduk.’”
İstanbul 'un fetih hazırlıklarından başlayan macera sizi Nuh tufanından, İdris Peygamber'e, oradan Mısır'a sürükleyecek.
Gerçek ve kurgunun bu kadar iç içe geçtiği çok az kitap vardır. Ancak böylesine beğenilen bir kitabın baskısının olmaması, sahaflarda dahi bulunamaması gizem katsayısını artırıyor.
Edebi açıdan olağanüstü olmayabilir ama özellikle tarihsel kurgu içerisine serpiştirilmiş gerçek bilgiler kitabı oldukça keyifli hale getiriyor.
7 AkbabaTevfik Yener · Doğan Kitap · 200922 okunma
Savaş emri alan Alman orduları büyük bir hızla Polonya üzerine atıldılar. Ne zamandır bekledikleri savaşın geldiğini gören askerler ise son derece sevincliydiler Polonya ile Almanya arasındaki sınırı kaldırırken neşe içinde gülüyorlardi.
Kitabı çıktığı yıl okumuştum sanırım, yine de hala aklımda kitapla alakalı net düşüncelerim var.
Bariz bir biçimde Dan Brown havası geliyor kitaptan. Hatırladığım kadarıyla edebi yönü o kadar kuvvetli değil ancak kurgu kesinlikle çok iyi. Yazar oldukça emek vermiş, araştırmalarını iyi yapmış, gerçekle kurguyu harmanlamak için oldukça kafa yormuş, bu belli.
Edebî yönü Dan Brown'ın benzer türde kitaplarına kıyasla zayıf demiştim, öyle. Aslında kitabın başında öyle değildi, sonradan olaylar ilerleyince bu zayıflama oldu, ancak fazla bir sorun teşkil etmiyor. Oldukça iyi kitap. Tavsiye ediyorum.
7 AkbabaTevfik Yener · Doğan Kitap · 200922 okunma
Dar anlamıyla faşizm İtalya ve Almanya'da 1919-1945 yılları arasında görülen rejimlere verilen addır. Geniş anlamıyla ise Marxçılık dışındaki tüm zorbalıkları kapsar.
Ülkemizde spekülatif kurgu çatısı altında ilk öykü seçkileri yapılması bence edebiyatımıza kısmen olsa da etkileri olacaktır. Çeviri öykü seçkilerine hegomanya gösterdiği 1990'lı yılları ve 2000-2010 yılları arasındaki dönemde spekülatif kurgu, bilimkurgu, fantastik ve korku-gerilim öykü seçkilerinin hazırlanmadı gelecekte ibre yerli