“Bin tane iste, senin için yakalayayım!” dedi. Sonra o bildik Hasan gülümsemesiyle gülümsedi. Onu bir kez daha böylesine tasasız, böylesine içten gülümserken ancak yirmi altı yıl sonra, solmuş bir polaroid fotoğrafta gördüm.
Ona ihanet ettiğimi bilmesine karşın beni bir kez daha, belki de son kez kurtarıyordu. O an onu bütün yüreğimle sevdim, hiç kimseyi sevmediğim kadar çok sevdim.