İstanbul'da ki son günüm, son saatlerim, son dakikalarım. Ne bir daha bu güzel şehre geleceğim ne de bir daha burayı göreceğim. İnsanın evinden, evim dediği yerden ayrılması zor olur dediklerinde inanmamıştım. Ama şimdi çok iyi anlıyorum. Kendini ait hissetmediğin bir yere gitmek çok zormuş. Yeni bir sayfa açacağım demiştim okulun ilk günü. Demez olaydım. Benim canımı yakan evimden ayrılmak değil ama. Benim canımı asıl yakan şey canımdan çok sevdiğim, kardeşim dediğim insanlardan ayrılmak oldu. Onlar bir şekilde devam edecek hayatlarına. Peki ya ben? Ben ne olacağım? Yine yalnız kalacağım. Yine benden nefret edecekler. Yine dışlanan biri olacağım. Yine sevmeyecekler. Yine... Hani Enkaz Altındakiler de Kumru, 889'a bir söz vermişti ya. İşte bende kendime, kimseye gösteremediğim tarafıma, Fero'ya bir söz vermek istiyorum. Her ne olursa olsun, kim ne derse desin ben yine ayakta dimdik duracağım. Bu sefer kimsenin beni üzmesine izin vermeyeceğim. Bir gün gelecek buraya geri döneceğim. Çocukluğumun geçtiği eve. Ama tek bir fark olacak. Ben yani Ben Fero herkesin hayranlıkla baktığı, herkesin sevdiği kişi olacağım. Bu Fero'ya sözüm olsun. Ona çok güzel bir gelecek yazacağım. Bu sana da sözüm olsun herkesin hayran kaldığı İstanbul. Geri geleceğim ve dönüşüm çok güzel olacak...