Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Thetis’in Penceresi

Thetis’in Penceresi
@thetis
22 kütüphaneci puanı
187 okur puanı
Ekim 2012 tarihinde katıldı
Hayat, düşünceleri tutan bir hapisanedir.
Reklam
Kendine oyunlar buldun: başkalarının katılıp katılmadığına aldırmadığın oyunlar. Herkesi yargıladın bu oyunlarda.
… biraz cereyanda kalsa hastalanmaya teşne çekirdek ailenin parçalanmasına, her bir parçanın kopup uzay boşluğunda birbirinden uzağa sürüklenmesine engel olmak içindi mobilyalar. Bir masanın en az iki sandalyesi oluyordu mesela. İkili koltuk hakeza. Hele iki kişilik yatak. İnsanı sokakta yanından geçip gideceği bir adamla ya da kadınla bir ömür boyu birlikte uyumaya mecbur kalmaktan başka neydi ki bu kötü fikrin özü? Her gece aynı yorganın altında uyuyan iki insan değil kopmaya, kopmayı aklının ucundan geçirmeye dahi nasıl cesaret edebilirdi. 

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oysa artık sadece bir yaslanma olasılığıyım onun için. Dengesini kaybettiğinde elini boşluğa uzatıp da tutunuverdiği ilk şey. Artık kimsenin düşeyazarken tutunuverdiği bir şey olmak istemiyorum.
Bana da oldu kaç defa. Öldüm mü, ölmedim. O da ölmeyecek. De ki öldü, o vakit küllerinden doğacak. Sıklıkla öyle olur çünkü.
Reklam
İlla duygusal bir sahne yaratacağım, illa kendime zırnık koklatmadığım o sonsuz şefkatimle birine iyi geleceğim, illa kendimi gerekli hissedeceğim. Yok “Ben yanındayım”lar, “Merak etme ben hallederim”ler. Bir kez daha ayarsız sevecenliğimin kurbanıyım. Merhametim batsın.
Çirkin kalabalığın içinde güç bela arayıp bulduğun müttefiklerini, onlarla birbirinize doğru yol alırken aştığınız bütün engelleri, yollarınızı kesiştiren rastlantıları, tehlikeli virajlar dönüp de sırf el ele olduğunuz için yuvarlanmadığınız şarampolleri ama en çok da iki insanın bütün arızalara ve aksaklıklara rağmen birbirini sevmek için harcadığı emeği, inadı, merhameti ziyan ediyordu.
O seninkilere dolanmış köklerini söküp alırken, seni de yerinden ediyordu.
O gidince hayatlarınızın yabani bitkiler gibi yıllarca birbirine doğru büyüyüp iç içe geçtiği yeri, bu müşterek alandaki şahsi hikâyeni, yani onun yanındaki seni de kaybediyordun. Karşılıklı oturduğunuz masaları kaybediyordun mesela…Sadece ona anlatacağın şeyleri kaybediyordun. Yüz yıldır tanıdığın birine iç rahatlığıyla şımarma, kızma, surat asma, bozuk çalma, onunla kavga etme hakkını…
Hemen değil ama zamanla anlıyordun ki, bir hayattı kaybettiğin, kendi hayatına bitişik bir hayat, bir komşu yaşam öyküsü.
Reklam
Sonuçta her şeyin değil ama pek çok şeyin gerçekliği senin kendini neye inandırdığınla ilgiliydi.
…, nasılsa bir gün yıkacağın bir şeyi inşa ettiğini bilerek devam edemezdin.
Ayrıntılarımsız yokum, lekemsiz olamam. Pis de olsa bir lekenin beni işaretlemesi fark edilmeden bir balık gibi suyun yüzünde ölümümü görmemi engellemez mi? Farklı insanları ve farklı olmakları yaşamasam yokluğumla yüz yüze gelmez miyim?
Anlayamamanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışıyorum.
1.686 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.