Barış ve sevgi öğütleyen bilge kişi; Tolstoy.
Kırk iki odalı bir evde doğan Lev N Tolstoy (1828 1910)
Gençlik yıllarında giyim kuşama düşkünlüğünden, Moskova terzilerine avuç dolusu para saçan züppenin tekiydi, içki içiyor düellolar yapıyor adam öldürüyor bıçkın bir yaşam sürüyordu.
Aşık olarak evlendiği karısından sonraları nefret etti, ölürken bile karısının yanına sokulmaması için vasiyette bulundu.
Yine gençliğinde doğru dürüst okuyamamıştı Hocaları kalın kafasına bir türlü bir şey sokamamaktan şikayet ederlerdi, gel gelelim aynı Tolstoy Anna karanina ve savaş ve barış romanlarını yazdığı zaman tüm dünyanın hayranlığını kazanacaktı, yaşlandığında köylüler gibi kaba kumaştan yapılma elbiseler giymeye başladı, ayakkabılarını kendi dikiyor yatağını kendi düzeltiyor çıplak tahta masa üzerinde tahta tabakta tahta kaşıkla yemek yiyordu o denli sade yaşam sürerse sürsün karısı lükse ve şatafata düşkündü.
Barış ve sevgi öğütleyen yoksulluğun ortadan kaldırılması için çareler düşünen bir bilge kişiydi artık, ölümünden önce dostları gelip evine yerleşerek üstadın ağzından çıkan her sözü kaydetmeye başladılar onu yeni zamanın peygamberi gibi görüyorlardı, topraklarını köylülere dağıtmış değerli taşlarını elden çıkarmıştı.
Bir tren istasyonunda köylüler arasında öldüğünde hiç parası yoktu ama yüz kadar kitabı vardı, züppelikten bilgeliğe,Tolstoy. Alıntı