Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tom Bombadil

Tom Bombadil
@tom_bombadill
12 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
318 syf.
·
Puan vermedi
·
170 günde okudu
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf
8.2/10 · 61,5bin okunma
Reklam
Düşlerim ve kâbuslarım vardı. Düşlerim için kâbuslarımın üstesinden geldim.
230 syf.
·
Puan vermedi
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma
8.1/10 · 20,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İran talihsiz bir yelkenliyi hatırlatıyor bana. Tayfalar sürekli yelkenlere yeterince rüzgar dolmadığından şikayet ediyorlar. Sonra birdenbire sanki onları cezalandirmak ister gibi, Allah bir kasırga gönderiyor üstlerine.
Yarı deli bir kral, Nasreddin'i eşek çaldığı için idama mahkum etmiş. Tam idam edilecekken Nasreddin haykırmış: "Bu hayvan aslında benim kardeşimdir, bir büyücü onu bu kılığa soktu, bir yıllığına bana teslim edilirse bizim gibi konuşmayı öğretirim ona!" Aklı karışan hükümdar sanığa vaadini yinelettirmis, sonra da hükmünü vermiş. "Öyle olsun! Ama günü gününe bir yıl içinde bu eşek konuşmazsa idam edileceksin." Oradan ayrılırken karısı Nasreddin'in yakasına yapışmış: "Böyle bir seyi nasıl vaat edebildin? Bu eşek konuşmayacak, biliyorsun. "Tabi ki biliyorum, diye cevap vermiş Nasreddin, ama bir yıl sonra kim öle kim kala? Bir yıl içinde kral da ölebilir, eşek de ölebilir, ben de ölebilirim."
Reklam
Rivayete göre, bir Semerkant hanı her insanın düşlediği şeyi gerçekleştirmek istemiş: Ölümden kurtulmak. Ölümün gökten geldiğine inandığı ve asla kendisine ulaşmamasi için gereken her şeyi yapmaya niyetli olduğundan, kendine yeraltında bir saray inşa ettirmiş. Demirden yapılan bu muazzam sarayın tüm giriş çıkışlarını da kapattirmis. Dillere destan bir servete sahip olan Han, sabah doğup akşam batan ve hem onu ısıtan hem de günleri akışından haberdar eden bir de yapay güneş yaptırmış. Heyhat! Ölüm tanrısı hükümdarın tüm tedbirlerini aşıp görevini yerine getirmek üzere saraydan içeri sızmayı başarmış. Gücü ve serveti, ustalığı ve kibri ne olursa olsun, hiçbir canlı yaratığın ölümden kurtulamayacağını kanıtlaması gerekiyormuş çünkü. Böylece Semerkant, insanla kaçamayacağı yazgısının yollarının kesişmesinin simgesi haline gelmiş.
Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek Usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. Ömer Hayyam
Sonraki aylarda 3. Dereceden denklemleri ele alan çok ciddi bir eser yazmaya girişti. Bu cebir eserinde Hayyam, bilinmeyen sayıyı göstermek için Arapçadaki "şey" terimini kullanmış; İspanyolların ilmi eserlerinde "Xay" olarak geçen bu kelime zamanla kısaltılıp sadece ilk harfine indirgenmiş, sonra da x tüm dünyada bilinmeyen sayının simgesi haline gelmişti.
Ömer'in en iyi olduğu ilim dalları içinden Kadı Efendi'nin tıp ve astrolojiyi seçmesi boşuna değildi. Birincisi sıhhatlerini koruyup ömürlerini uzatmak, ikincisi de bahatlarını kollamak için gerekli olduğundan, hükümdarlar bu iki ilki hep el üstünde tutmuşlardır.
Bir kadıya yapılabilecek en iyi övgü, onun vasıflarını değil sorumluluğu altındaki insanların dürüstlüğünü yüceltmektir.
Reklam
- Dinle genç dostum, Yüce Rabbim sana bir Âdem oğlunun elde edebileceği en değerli şeyleri bahsetmiş: Zekâ, belagat, sıhhat, güzellik, öğrenme, varoluşun tadına varma isteği, erkeklerin hayranlığı ve herhalde kadınların baygın iç çekişleri. Umarım Yaratan seni bilgelikten, dilini tutma bilgeliğinden yoksun bırakmamıştır; yoksa sahip olduğun tüm diğer vasıflar ne bir işe yarar ne de takdir görür. - Düşündüklerimi ifade etmek için yaşlanmayı mı beklemem gerek? - Her düşündüğünü ifade edebileceğin gün, senin torunlarının torunları bile ihtiyarlamış olacak. Şimdi sır ve korku devrindeyiz, iki yüzün olmalı, birini kalabalığa göstermeli, ötekini kendine ve Yaratıcı'na saklamalısın. Gözlerini, kulaklarını ve dilini korumak istiyorsan, gözlerin, kulakların ve bir dilin olduğunu unut.
Demişsin ki: "Bazen camiye giderim, orası gölgeliktir, güzel uyku çekilir." -Sadece Rabbi'yle barış içinde olan bir adam ibadethanede rahatça uyuyabilir. Ebu Tahir şüpheci bir ifadeyle suratını asınca, Ömer heyecanlanıp iyice ileri gitti. -Ben, mahşer gününün dehşetinden başka iman, secdeden başka namaz tanımayanlardan değilim. Ben nasıl mı namaz kılarım? Bir gülü seyrederim, yıldızları sayarım, yaratılışın güzelliği, onun düzenindeki kusursuzluk karşısında büyülenirim, Rabbim'in en güzel eseri olan insanın, onun bilgiye aç beyninin, aşka aç gönlünün, uyanmış veya tatmin edilmiş tüm duyularının karşısında hayranlığı kapılırım.
Yobazların işgüzarlığından uzak durdum hep, ama Bir'in iki olduğunu da asla söylemedim.
Hiç, bildikleri hiçtir, bilmek istedikleri hiç, Bak da gör şu cahilleri, kurulmuşlar tepesine dünyanın, Onlardan değilsen şayet kâfir derler adama Boş ver onları Hayyam, sen bak kendi yoluna.
Tütsücüler meydanında hamile bir kadın yolunu kesti Hayyam'ın. Tek kelime etmeden, saf dudaklarıyla bir kez bile gülmeden, Hayyam'ın biraz önce satın aldığı ve avcunda taşıdığı kavrulmuş bademlerden bir tutam alıverdi. Hayyam hiç şaşırmadı buna, Semerkant'ın bu epey eski inancından haberi vardı. Hamile bir kadın sokakta hoşuna giden bir yabancıyla karşılaşırsa hiç çekinmeden onun yemeğini paylaşmalıydı; o zaman çocuk o yabancı kadar güzel, onun gibi ince uzun olur, aynı soylu ve düzgün yüz hatlarını alırdı.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.