Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
  Eski Çin Yeni Çin Algısı: İdeolojiden Pragmatizme
Türkiye’de ve dünyada 1970’lere kadar genel olarak Çin algısı, ideolojikti. Sağ basın, Çin’in ‘komünist’ olması dolayısıyla bütün haberleri olumsuz açıdan değerlendiriyor; başarısızlıkları ön plana çıkarıyordu. Onlara göre, Çin, gelecek için büyük bir tehditti. Sol basın ise, Çin’den Batı sömürgeciliğini gerilettiği için övgüyle söz ediyordu;
“Köycülük”
… Bugün Türkiye’nin problemi büyük toprakların, büyük mülk sahiplerinin var oluşundan ziyade, toprakların gayri iktisadi işletmeciliğe yol açacak şekilde parçalanmış, bölünmüş olmasıdır. Yıllardan beri yurdumuzda toprak reformu sözleri söylenmiştir. Bunu daha ziyade komünistler istismar etmeye çalışmışlardır. Bir ağalık edebiyatı ileri sürerek, toprakların toprak ağalarının elinde bulunduğunu ileri sürerek, topraksız köylünün ezildiğini söyleyerek devamlı toprak reformu istismarını yapmışlardır. Oysa tarafsız, gerçekçi ve ilmi bir gözle baktığımız zaman meselenin bambaşka olduğu görülmektedir. Bugün çiftçilikle geçinen nüfusumuz 28.5 milyon civarındadır. Bugünkü sınırlar içinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak genişliği 782 bin kilometrekaredir. Bu 782 bin kilometrekarenin içinde Van Gölü, Tuz Gölü, diğer göller, ormanlar ve tarıma elverişli olmayan bölgeler dahildir. Fakat biz meseleyi iyice açıklayabilmek için, bir an bütün Türkiye topraklarının tarıma elverişli olduğunu kabul edelim. 28.5 milyon köylüye bu Türkiye topraklarını eşit olarak bölmeye çalışalım. 782 bin kilometrekare demek 782 milyon dönüm demektir. Bu 782 milyon dönümü 28.5 milyon insana taksim ettiğimiz zaman aşağı yukarı insan başına 3 dönüm civarında toprak düşmektedir. Bütün Türkiye tarıma elverişli olsa, göller, her taraf ekilebilir olsa ve elde bulunan tapuları hükümsüz kıldık desek ve yeniden Türkiye topraklarını bugünkü çiftçi nüfusumuza eşit olarak dağıtacağız desek ve taksim etsek köylü başına çok cüzi bir miktar düşmektedir…
Sayfa 355Kitabı okudu
Reklam
Sosyalizme kusursuz bir eleştiri (!)
Sosyalistlerin ele aldıkları problemlerin hepsi, kozmogonik görüşler, hayaller ve mistisizm bir yana, şu iki belli başlı probleme indirgenebilir. Birinci problem: servetlerin üretilmesi. İkinci problem: servetlerin bölüştürülmesi. Birinci problem emek konusunu içerir, ikinci problem ücret konusunu içinde taşır. Birinci problemde, kuvvetlerin