Yüzüme bak
ve yüzümü hırpala
yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak
sen
her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat
yaban, diri memelerinden ısırmak
dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için
çok oldu tepelere vurdum kendimi
bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde
tıraşı uzamış adamlardan
huylarını öğrendim senin.
Mahmur bir tohumdun delikanlı
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
Asaf Halet ÇELEBİ
Bakara 2/267:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّٓا اَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْاَرْضِۖ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَب۪يثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِاٰخِذ۪يهِ اِلَّٓا اَنْ تُغْمِضُوا ف۪يهِۜ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyilerinden verin. Kendinizin ancak içiniz çekmeye çekmeye alabileceğiniz âdi şeyleri hayır diye vermeye kalkışmayın. Bilin ki Allah zengindir, bütün iyilik ve güzellikler O’na mahsustur.
Diyanet Kuran
HEY EFENDİ İZİN VER DE GİDEYİM
Hey efendi, izin ver de gideyim,
Arkam sıra ah çekip de ağlar var.
Bir muradım nazlı yâre kavuşmak,
Ara yerde yıkılası dağlar var.
Kuru gazel gibi göğe savrulma,
Acı poyraz gibi esip yorulma.
Nerde güzel görsen gönül çevirme,
Bizim ilde cana kıyan beyler var.
Yeni geldi Arap atın sökünü,
Seyir eyle sağa, sola bükeni.
Helâl edin tuz ekmeğin hakkını,
Varamıyom, beni burda eğler var.
Karac'oğlan der ki: Kendim öğmeyim,
Taşlar alıp dertli sinem döğmeyim.
Güzel sevme derler, nasıl sevmeyim?
Çatık kaşın arasında benler var.
Karacaoğlan
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.
Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Necip Fazıl Kısakürek
Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin, başım götürüp gitmeğe
Gönlüm, canım, aklım, bilim, Seninle karar eder
Can kanadı sevi gerek, uçuben Dost'a gitmeğe
Kendiliğinden geçeni, doğan eder Maşuk anı
Ördeğe, kekliğe salar, süre, irüben tutmağa
Bin Hamza'ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine
Dağları
Güzel bir şarkı dinler gibi
naif
Sözlerinden aşk dökülen
Parmak uçlarında yürür gibi
ürkek
uyanmasın diye gece karanlığı
Gelişin aklıma
Kokusu süzülüyor odamın içine
Sırf seni gördüğü için güzel kokan papatyaların
En güzel anılar yaşanıyor seninle
sonsuzluğa dokunuyor gülümsemen
Ve sarıldığımda belinin kıvrımına
ancak bu kadar ihtişamlı görünebilir gece
Ne hoş,hayatımın en ucra köşelerindeki darma dağın beni düze çıkarman
Sırf bu yüzden bakabilirim göz bebeklerine
derin nefes alarak uyandığım her sabah.
Ne var ki bu satırları zaten sadece kendim için yazacaktım ve kendime bile tam açıklayamadığım bir şeyleri başkaları için anlaşılır kılmak gibi bir niyetim hiç yoktu.
SULTAN
Seçkin bir kimse değilim
ismimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerim
Sana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgeme
Hayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
Cahit zarifoğlu