”Otları sadece biçen bir adamla, gerçek bir bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır. Otları biçen bir adam orada hiç bulunmamış gibidir fakat bahçıvan bir ömür boyu oradadır.”
“Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazan hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.”
Acı çekmek ne demekmiş asıl şimdi anlıyorum. Acı çekmek bayılana kadar dayak yemek değildi.Ayaktaki cam kesiğine eczanede dikisş attırmak değildi. Asil acı, kalbi baştan aşağı sancılara boğan, insana sırrını kimselere anlatmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi. Kolları, başı hep dermansız bırakan, yastıkta öbür yana dönme isteğini bile söndüren bir şey.