Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına
Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna
Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim
Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim
Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına
Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına
Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım
Davama feda olsun milletim oğlum kızım
Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
“Osmanlı daima Türk’e “eşek Türk” derdi. Türk köylerine resmi bir kişi geldiği zaman “Osmanlı geliyor” diye herkes kaçardı.” (Sayfa 32)
Yukarıdaki cümle, yazarın, çalışmada, Osmanlıdan bahsederken kurduğu cümlelerden bir örnektir. Hatta, günümüz Türkçesi çevirisinde hata yoksa, Osmanlı – Türk ikilemi veya Osmanlı iç siyaseti bahsinde şu alıntı da
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına
Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna
Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim
Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim
Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına
Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına
Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım
Davama feda olsun milletim oğlum kızım
Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına
Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna
Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim
Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim
Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına
Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına
Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım
Davama feda olsun milletim oğlum kızım
Beyler Kağan Oğuz’a sırayla
Unutmamak gerekir ki, deha üstün zekadan çok, büyük bir ülküye, sarsılmaz bir imana, tükenmez bir sabra, yılmaz bir iradeye, devamlı bir dikkate ve disiplinli bir çalışmaya dayanır. Bazılarının sandığı gibi, insan anasından dahi olarak doğmaz. Dahilerin hayatını inceleyiniz, istisnasız hepsinde çalışma temposu delicedir ve iş başarma ve eser verme arzusu ihtiras derecesindedir. Yoksa nice üstün zekalı ve kabiliyetli insan gördük ki, sırf bu vasıflara sahip olma iradesini gösteremedikleri için bir iz bırakmadan kaybolup gittiler.
İnsan hem ebediyen yaşamak istemekte, hem de hayatının her anını, ölüme doğru bir koşu olarak idrak etmekte ve ürpermektedir. İnsanın bu realitesi, garip bir paradoksa dayanmaktadır. Yaşamak, ölüme doğru hızlı bir koşudur.
Kızıl Elma-ülküsü
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına
Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna
Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim
Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim
Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına
Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına
Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım
Davama feda olsun milletim oğlum kızım
Beyler
Kızıl Elma-ülküsü
Oğuz Kağan atını sürmüş Tanrı dağına
Kutluğ dağa varınca sarılmış Gök Tuğuna
Yüce Gök Tengri demiş hoş geldin Oğuz beyim
Şimdi beni bir dinle sana bir öğüt deyim
Oğuz dinlemek için kurulmuş otağına
Beyler toya gelince seslenmiş sol, sağına
Beyler demiş! Ben sizin ulu bir atanızım
Davama feda olsun milletim oğlum kızım
Beyler